MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Olay günü sanığın, kahvehanede tanık ... ile birlikte oturmakta olan mağduru sol arka sırtından bıçakladığı, boynuna doğru ikinci bir bıçak darbesi savurduğu, bunun ise mağdurun çenesine isabet ettiği, bu sırada mağdura karşı "geber.." diye bağırdığı, tekrar bıçak sallamaya çalışırken tanık ... tarafından tutularak engellendiği şeklinde gelişen olayda, sanığın eylemi neticesinde mağdurun akciğerinde meydana gelen yaralanma nedeniyle hayati tehlike geçirdiği nazara alındığında, suçta kullanılan aletin öldürmeye elverişliliği, hedef alınan vücut bölgeleri, darbelerin şiddeti ve yaranın niteği dikkate alındığında, eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılan sanığın, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde “kasten yaralama” suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
2) Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle, 6723 sayılı Yasanın 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.