13. Hukuk Dairesi 2016/25809 E. , 2019/8871 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya banka havalesi yoluyla geri ödenmek üzere 03/04/2014 tarihinde 95.000,00 TL, 24/04/2014 tarihinde 60.000,00 TL, 30/04/2014 tarihinde 115.000,00 TL ve 15/05/2014 tarihinde 150.000,00 TL olmak üzere toplam 420.000,00 TL borç para verdiğini, davalının 25/06/2014 tarihinde 20.000,00 TL, 25/07/2014 tarihinde 160.000,00 TL olmak üzere toplam 180.000,00 TL borç ödemesi yaptığını, kalan borcu ödemediği için davalı hakkında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/7077 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/7077 esas sayılı dosyasında davalının 240.000,00 TL asıl alacağa yapmış olduğu itirazın iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebi doğrultusunda yasal faiz yürütülmesine, alacak likit ile belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20 oranında 48.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı eldeki dava ile davalı aleyhine başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiş; mahkemece, davanın kabulü ile davalının 240.000,00 TL asıl alacağa yapmış olduğu itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, alacak likit ile belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20 oranında 48.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, hüküm fıkrasında davanın kabulüne karar verildiği belirtildiği halde gerekçede ‘...davacı alacaklı takip talebinde işlemiş faiz talep etmiş ise de; takipten önce davalı borçlunun temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bir delil ibraz edilmediğinden davalı borçlu takip ile temerrüte düşürüldüğünden işlemiş faiz talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir’... gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne kararı verildiği yazılmak suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece, HMK"nın 297 ve 298. maddelerine aykırı olarak hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.