Esas No: 2015/580
Karar No: 2016/1899
Karar Tarihi: 29.03.2016
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/580 Esas 2016/1899 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/580 E. , 2016/1899 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Silahlı
terör örgütünün propagandasını yapma
Hüküm : 1-Sanık ... hakkında;
a)TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle
TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5.
maddeleri gereğince mahkumiyet,
b)2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK"nın 62, 53, 54, 58/9,
63. maddeleri gereğince mahkumiyet,
2-Sanık ... hakkında;
a)TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle
TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5.
maddeleri gereğince mahkumiyet,
b)2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK"nın 62, 53, 54, 58/9,
63. maddeleri gereğince mahkumiyet (iki kez),
c)2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63.
maddeleri gereğince mahkumiyet,
d)3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 62, 53, 58/9.
maddeleri gereğince mahkumiyet,
3-Sanık ... hakkında;
TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle
TCK"nın 314/2, 220/6-2. cümle, 62, 53, 54, 58/9, 3713
sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince mahkumiyet,
4-Sanık ... hakkında;
TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle
TCK"nın 314/2, 220/6 -2.cümle, 62, 53, 58/9, 3713
sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."in yokluğunda verilen kararın Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği ancak sanığın duruşma sırasında verdiği adresten başka bir adrese yapılan bu tebligatın usulsüz olması nedeniyle sanığın temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ile 09.10.2010 tarihli silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından kurulan hükümlerin yapılan temyiz incelemesinde;
Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunda öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK"nın 220. maddesinin 6. fıkrasının 2. cümlesindeki indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması ile 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uygulanması suretiyle tayin edilen 7 yıl 6 ay hapis cezasından 1/3 oranında indirim yapılması sonucu 5 yıl yerine 4 yıl 12 ay hapis cezasına hükmolunması sonuç cezanın doğru tayin edildiği gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ... ve ... müdafileri, sanıklar ..., ... ve ..."in yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması ile silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçu yönünden örgüt mensubu olmayan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin 9. fıkrası uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiileri, sanıklar ..., ... ve ..."in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi
mümkün bulunduğundan hükümlerdeki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlarının bütünüyle çıkarılarak yerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" ibaresi eklenmek ve sanık ... yönünden propaganda suçundan kurulan hükümde yer alan tekerrüre ilişkin kısmın hükümlerden çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin yapılan temyiz incelemesinde ise;
Kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Kanun koyucunun yukarıdaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasından tercih edilen “düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger - Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich - Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır. Buna göre, sanıkların 2911 sayılı Kanunun 28/3. maddelerine uygun olduğu kabul edilen eylemlerinin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu değerlendirildiğinden, sanıklara yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanıklar hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin öncelikle bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.