16. Hukuk Dairesi 2015/20535 E. , 2017/8963 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 4 parsel sayılı 627,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., dava konusu taşınmazın halen sağ olan dedesi ....’tan kendisine kaldığını, uzun yıllardır zilyetliklerinde olduğunu, taşınmaz üzerinde otuz yıllık evi ve tandırı bulunduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, mahalli bilirkişi anlatımlarına göre davacının dava konusu taşınmazı 20 yıldan fazla süredir eklemeli olarak zilyetliğinde bulundurduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Dava konusu 101 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 27.10.1992 tarih, 4 sıra numaralı tapu kaydına istinaden davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahallinde yapılan keşifte dava konusu taşınmaza uygulanan tapu kaydının hudutları mahalli bilirkişilerden sorularak buna ilişkin beyanları zapta geçirilmemiş, fen bilirkişi tarafından tapunun keşifte bilirkişilerle uygulandığı belirtilerek hudutları krokide gösterilmiş ise de denetimi sağlanamamıştır. Ayrıca mahalli bilirkişi ve tanık beyanları zilyetliğin ne zaman başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü, intikal şekli ve zamanı noktasında soyut ve yetersizdir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; dava konusu taşınmaza uygulanan 27.10.1992 tarih, 4 sıra numaralı tapu kaydı iktisabında belirtilen ....Mal Müdürlüğünün 12.05.1992 tarihli ilgili yazısı getirtilerek tapu kaydının oluşum sebebi belirlenmeli, dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağından tapu kaydının dava konusu taşınmazla birlikte başka parsellere de uygulandığı anlaşılmakla, tapunun revizyon gördüğü tüm taşınmazlar belirlenerek bu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları, tapu kayıtları, varsa kesinleşme şerhli mahkeme ilamları dosya içerisine alınmalı, sonrasında çekişmeli taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydı yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri, düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, tapu kayıtlarının uyup uymadığı komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla da denetlenmeli, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde zilyet edildiği, zilyetliğin ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği tek tek sorulup olaylara dayalı somut bilgiler alınmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler giderilmeli, tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu belirlendiği takdirde tapunun oluşum tarihine, uymadığı belirlendiği takdirde ise tespit tarihine kadar davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.