10. Ceza Dairesi Esas No: 2013/813 Karar No: 2016/2049 Karar Tarihi: 28.06.2016
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2013/813 Esas 2016/2049 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık M.E. hakkında, kullanmak için uyuşturucu bulundurma suçu nedeniyle verilen hüküm incelenmiştir. İlk hükümde sürenin başlangıcı, başvuru şekli ve mercii belirtilmediği için kesinleşmediği ve daha sonra verilen infaz kararına yapılan itiraz üzerine değişik iş sayılı kararın hukuki geçerliliği ve konusunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, temyiz itirazları yerinde bulunarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Sanık hakkında yapılan incelemede, aynı suçtan başka bir dava açılmadığı veya verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemediği tespit edildiği takdirde, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi ve aynı kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceği belirtilmiştir. Bu maddeye göre, erteleme süresi zarfında kişinin tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da kullanması, ihlal nedeni sayılacak ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmayacaktır. Ayrıca, suçun daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma sırasında işlenmiş olması durumunda ise, davanın dü
10. Ceza Dairesi 2013/813 E. , 2016/2049 K. "İçtihat Metni"
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Suç Tarihi : 10.02.2010 Hüküm : Mahkûmiyet Temyiz Eden : Sanık
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Tebliğnamede sanık olarak gösterilen T.. Ö.. hakkında verilen hükme yönelik yasa yolu başvurusu bulunmadığından temyiz incelemesi sanık M.. E.. hakkında kurulan hükme hasren yapılmıştır. Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca, hüküm fıkrasında, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; sanığın yüzüne karşı verilen 27.10.2010 tarihli 2010/793 esas ve 2010/976 karar sayılı ilk hükümde sürenin başlangıcı, başvuru şekli ve mercii belirtilmediğinden ilk hükmün kesinleşmediği, buna bağlı olarak kesinleşmeyen söz konusu bu hükme ilişkin olarak, sanık hakkında verilen 1 yıl hapis cezasının aynen infazına ilişkin 14.12.2011 tarihli 2010/793 esas ve 2010/976 karar sayılı ek karar ile aynen infaz kararına karşı yapılan itiraz üzerine, verilen 14.02.2012 tarihli 2012/68 değişik iş sayılı kararın hukuki geçerliliğinin ve konusunun bulunmadığı, dolayısıyla da "yok" hükmünde olmaları karşısında; sanığın 29.02.2012 tarihli temyiz dilekçesinin ilk hükme yönelik ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; a)Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına", b)Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında ./..
hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 28/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.