20. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2729 Karar No: 2020/704 Karar Tarihi: 21.01.2020
Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/2729 Esas 2020/704 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara göre, sanık değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum edildi. Ancak, sanığın daha önce işlemiş olduğu suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyetinin incelenmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, davetiyede sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edildiği uyarısı yer almaması ve sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığı belirtildi. Ayrıca, TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği belirtildi. Kararda, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, erteleme süresi zarfında kişinin tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılmayaca
20. Ceza Dairesi 2017/2729 E. , 2020/704 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ADANA 3. Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 1-) Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-) TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden; duruşma için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 3-) Hükümden önce, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gereğince sanığa Adana Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünün 01.07.2014 tarihli uyarı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 21.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.