Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19869
Karar No: 2019/1372
Karar Tarihi: 13.02.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/19869 Esas 2019/1372 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/19869 E.  ,  2019/1372 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Olmadığı Takdirde Değer Artış Payı Alacağı ve Katılma Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    K... A R A R

    Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunmuştur.
    Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, 18.578 TL değer artış payı alacağı ile 1.892 TL katılma alacağının, ayrı ayrı karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davacı vekilinin tasfiyeye konu 206 ada 6 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümdeki katılma alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteklerine ilişkindir.
    Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK"nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
    Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
    Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır.
    Somut olaya gelince; eşler, 06.10.1997 tarihinde evlenmiş, 08.05.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202). Tasfiyeye konu 206 ada 6 parseldeki 8 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 10.10.2007 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
    Mahkemece, hükme esas alınan 01.07.2015 havale tarihli ek hesap bilirkişi raporundan hareketle 1.892 TL katılma alacağına hükmedilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, hükme esas alınan raporda taşınmazın edinme tarihi itibariyle değerinin 66.396,32 TL davacının kişisel malı niteliğindeki ziynet eşyalarının bozdurulmasından elde edilen bedelin 13.090 TL olarak kabul edilmesi ve bu doğrultuda yapılan hesaplama neticesinde davacının 18.578-TL değer artış payı alacağı olduğunun tespit edilmesi doğru olup, bu yönden raporda herhangi bir hata bulunmamaktadır. Ne var ki, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile kayıtlardan, anılan taşınmazın edinilmesi sırasında davalı eş tarafından 10.10.2007 tarihinde 120 ay vadeli 50.000 TL bedelli konut kredisi kullandığı, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar 6 taksidin ödendiği, sonraya 114 taksidin kaldığı anlaşılmaktadır. Anılan raporda söz konusu kredi ödemeleri hesaplamada dikkate alınmış olmakla birlikte taşınmazın 2015 yılı itibariyle tespit edilen değerinden davacı lehine hesaplanan değer artış payı alacağı miktarı düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden oranlama yapılmak suretiyle dikkate alınmış olması doğru değildir. Bundan ayrı, edinme tarihi itibariyle 66.396,32 TL değerinde olan taşınmazın edinilmesi sırasında kullanılan 50.000 TL"lik kredi ile davacının kişisel malı niteliğindeki ziynet eşyalarının bozdurulmasından elde edilen 13.090 TL miktarın toplamı dışında kalan bakiye kısmın hesaplamada dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu kısmın davalı tarafça kişisel mal olduğu iddia ve ispat edilemediğine göre edinilmiş mal olduğunun kabulü ile hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Yine mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden önce yapılan ve sonraya kalan kredi ödemeleri de yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre oranlama yapılmak suretiyle dikate alınmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek, denetime elverişli olmayan ve hatalı hesaplama içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı miktarda katılma alacağına hükmedilmiş olması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine,taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
    peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi