Esas No: 2017/471
Karar No: 2017/479
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/471 Esas 2017/479 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 07.04.2016
Sayısı : 71-110
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanıklar ... ve ..."nin beraatlerine, sanık ..."in ise TCK"nun 188/3-4, 62, 52/2-4, 53, 54/4, 55/1 ve 63. maddeleri gereğince 13 yıl 9 ay hapis ve 1.500 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Erciş Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.06.2015 gün ve 3-181 sayılı hükümlerin, Cumhuriyet savcısı ve sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 25.01.2016 gün ve 17106-353 sayı ile;
"Sanıkların savunmaları, olay tespit tutanağı, uzmanlık raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Van"dan İstanbul"a seyahat eden 42 ... plaka sayılı otobüste 35-36 numaralı koltukta oturan sanıklar ... ve ..."in kucaklarında bulundurdukları kendilerine ait siyah ve krem renkli bayan çantaları içerisinde yapılan aramada, kişisel kullanım malzemeleri ile birlikte suça konu eroin maddelerinin ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar ... ve ..."in mahkûmiyetine karar verilen diğer sanık ... ile eylem ve fikir birliği içinde hareket ederek uyuşturucu madde nakletme fiilini birlikte gerçekleştiren kişi sıfatıyla sorumlu tutulmaları gerektiği ve her üç sanığın TCK"nın 37/1. maddesi delaleti ile 188/3-4-5. maddesi gereğince cezalandırılmaları yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek sanıklar ... ve ..."in beraatlerine karar verilmesi ve sanık ... hakkında TCK"nın 188/5. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Erciş Ağır Ceza Mahkemesi ise 07.04.2016 gün ve 71-110 sayı ile;
"...Sanık ..."in ilk yakalandığında kollukta alınan beyanında; söz konusu uyuşturucu maddeyi İran"lı Seyit isimli kişiden aldığını, sonraki aşamalarda söz konusu uyuşturucu maddeleri kız kardeşinin eşi olan ... ve onun amcası ..."den aldığını beyan etmiş ise de; sanığın vermiş olduğu bilgiler dahilinde ... ve ... hakkında soruşturma başlatıldığı, yapılan soruşturma sonucu dosyada bulunan TİB kayıtları ve sanık ..."in, 18.02.2015 ve 31.03.2015 tarihli oturumlardaki ifadesi birlikte değerlendirildiğinde, sanık ..."in, ..."in eşi olan Gülnaz Demir ile 25.10.2014 tarihinde sadece bir görüşme yaptığı, bu görüşmenin de uyuşturucu madde ile ilgili olarak değil, sanık ..."in kız kardeşine ulaşamamasından dolayı gerçekleşen bir görüşme olduğu, sanık ...."in, Sefer ve ... ile telefonda hiçbir görüşmesinin bulunmadığı, Sefer ve ..."in uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediklerine dair, sanık ..."in soyut beyanından başka hiçbir delil bulunmadığından takipsizlik kararı verildiği, yine sanığın, ... ve ..."e ait telefon numaraların bulunduğunu iddia ettiği GSM hattına ilişkin yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde, hatların kullanılamaz halde olduğu, iptal edilmesi nedeni ile içerisinde bulunan rehbere ulaşılamadığının belirtildiği, bu hali ile sanığın beyanlarının etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmaya yönelik olduğu kanaati oluşmakla, bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiş ve hakkında yasal şartları oluşmadığından etkin pişmanlık hükmü tatbik edilmemiştir.
Her ne kadar Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 25.01.2016 gün ve 17106-353 sayılı bozma ilamı ile sanıklar ... ve ..."in, sanık ... ile eylem ve fikir birliği içerisinde haraket ederek, uyuşturucu madde nakletme fiilini gerçekleştiren kişi sıfatıyla sorumlu tutulmaları gerektiği ve TCK"nun 37/1. maddesi delaleti ile 188/3-4-5. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemi ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.02.2013 gün ve 1051-52, 26.06.2012 gün ve 776-252 sayılı kararlarında şüpheden sanığın yararlanması gerektiği, bu haliyle sanıklar .... ve ...."in atılı suçu işlediklerine dair tek delinin söz konusu uyuşturucu maddelerin kendilerine ait çantanın içinden çıkması olduğu, ancak sanık ..."in alınan savunmalarında, söz konusu maddeleri sanıklar .... ve ...."in haberi olmadan bıraktığını belirttiği, yine sanıklar Gülbalar Demir ve ..."nin savunmalarında, söz konusu uyuşturucu maddeden haberlerinin olmadığını beyan ettikleri, ayrıca sanık ..."ın eşi, sanık ..."in ise damadı olan sanık ..."in, söz konusu çantalara bıraktığı eşyadan şüphelenerek incelemelerinin de hayatın olağan akışına aykırı olacağı, bu bağlamda sanıklar ... ve ..."nin aksi kanıtlanamayan savunmaları dışında, mahkûmiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak, soyut isnattan öte herhangi bir delil elde edilememesi nedeniyle, amacı maddi gerçeğin ortaya çıkartılması olan ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden olan "şüpheden sanık yararlanır"" ilkesi uyarınca, sanıkların atılı suçları işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK"nun 223/2-e maddesi gereğince isnat edilen suçtan beraatlerine karar verilmesi gerektiği..." şeklindeki gerekçeyle direnerek, sanıklar ... ve ..."in beraatlerine, sanık ..."in ise mahkûmiyetine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.09.2016 gün ve 282759 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 1248-662 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 16.03.2017 gün ve 52-600 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ... ve ..."ye atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığı, buna bağlı olarak adı geçenler ile diğer sanık ... hakkında TCK’nun 188. maddesinin beşinci fıkrasının uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Erciş TEM Büro Amirliği görevlilerince yapılan istihbari çalışmalar neticesinde; yaşanan toplumsal olaylar nedeniyle yol kontrollerinin azaltılmasından istifade edilerek, batı illerine yolcu otobüsleri aracılığıyla uyuşturucu madde sevkiyatı yapıldığı yönünde bilgilerin elde edilmesi üzerine, Erciş Sulh Ceza Hâkimliğinin 30.10.2014 gün ve 2014/364 sayılı önleme arama kararına istinaden, 01.11.2014 tarihinde Erciş Şeker Fabrikası önünde uygulama noktası oluşturulduğu, saat 12.10 sıralarında Van istikametinden gelen 42 ... plakalı yolcu otobüsünün durdurulduğu, görevlilerce otobüs içinde yapılan kontrolde otuz iki, otuz beş ve otuz altı numaralı koltuklara ilişkin biletlerin ....adına düzenlenmesine karşın, otuz iki numaralı koltukta sanık ..."in, otuz beş numaralı koltukta sanık ... ve oğlu ...."in, otuz altı numaralı koltukta ise sanık ... ile torunu ..."in oturduklarının tespit edildiği, sanıklara ....adlı şahıs sorulduğunda, sanık ..."in, bu kişinin kayınbiraderi olduğunu söylediği, biletlerin farklı bir kişi adına düzenlenmiş olmasının görevlilerde şüphe uyandırması üzerine, önleme arama kararına istinaden sanıkların üst aramasının yapıldığı ancak suç unsuruna rastlanılmadığı, sanıklar .... ve ...."in el çantalarında yapılan aramada, ...."ın el çantasında dört, ...."in el çantasında ise yedi paket olmak üzere toplam on bir paket halinde eroin ele geçirildiği, araç muavinine sanıklara ait bagaj bulunup bulunmadığı sorulduğunda; bir çuvalın olduğunu söylemesi üzerine söz konusu çuval kontrol edildiğinde içinde küp şeker ve pirinç bulunduğunun anlaşıldığı, görevlilerce sanıklara uyuşturucu maddeye ilişkin sorular sorulduğunda; sanıklar .... ve ...."in beyanda bulunmadıkları, sanık ..."in ise, ele geçirilen eroini 12.000 Lira karşılığında İstanbul"a götürmek için İran"lı bir şahıstan aldığını, 1.000 Lirayı peşin alıp bir miktarını harcadığını, kalan 445 Liranın ise cüzdanında bulunduğunu, uyuşturucu maddeden diğer sanıklar .... ve ...."in haberinin olmadığını, adı geçenlerin çantalarına kendisinin koyduğunu beyan ettiği, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği,
Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen rapora göre; ele geçirilen 4040 gram ağırlığındaki maddenin toplam net 1.818 gramının eroin olduğu,
Sanık ..."in kovuşturma aşamasındaki savunmalarında suç konusu madde ile ilgisi olduğunu belirttiği ... ve ... hakkında, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Tanık Cihat Canpolat kollukta; otobüs muavini olduğunu, araca Van"da binen sanıkların durumundan hiç şüphelenmediğini, yanlarında getirdikleri ve içinde gıda malzemesi bulunan çuvalı bagaja yerleştirdiğini, ele geçirilen uyuşturucu maddeye ilişkin bilgisinin bulunmadığını ifade etmiştir.
Sanık ... kolluk ve savcılıkta; eşi olan sanık ..."in akrabalarını ziyaret etmek için İstanbul"dan Van"a geldiklerini, suç tarihinde İstanbul"a dönmek için evden çıktıklarında el çantasının normalden daha ağır olduğunu fark ettiğini, bu durumu sanık ..."e sorduğunda “Sakın bakma” demesi üzerine içine bakmadığını, otogara kadar kendisinin ve sanık ..."in çantalarını sanık ..."in taşıdığını, otobüse bindikten sonra ise çantaları kendilerine verdiğini, yolculuk sırasında çantasının içine hiç bakmadığını, sanık ..."in uyuşturucu maddeyi kimden temin ettiği ve kime götürdüğü konusunda bilgisinin bulunmadığını, sorguda benzer anlatımlarından farklı olarak; hasta olduğu için çantasının sanık ..."de bulunduğunu, çantasının ağır olduğunu fark etmesine rağmen sebebini sanık ..."e sorma ihtiyacı duymadığını,
Mahkemede; otogara geldiklerinde çantasının ağır olduğunu fark ettiğini, sanık ..."e sorduğunda “İçinde çay falan var” dediğini, hasta olduğu için çantasının içine bakma ihtiyacı duymadığını, bozma sonrası alınan savunmasında ise; Van otogarında otobüse bindiklerinde sanık ..."in çantaları kendisinin ve sanık ..."in ayağının dibine koyduğunu, bu esnada çantasının ağır olduğunu fark ettiğini, sanık ..."e sorduğunda “Şeker falan var” dediğini, çantasının içinde uyuşturucu madde olduğunu bilmediğini, suçlamayı kabul etmediğini,
Sanık ... kolluk ve savcılıkta; akrabalarını ziyaret etmek için kızı olan sanık ... ve damadı olan sanık ... ile birlikte Van"a geldiklerini, sanık ..."in geldikleri ilk gün kendileri ile birlikte kaldığını, daha sonra ise yanlarından ayrılıp 31.10.2014 tarihinde geri geldiğini, suç tarihinde İstanbul"a dönmek için evden çıktıklarında el çantasının normalden daha ağır olduğunu fark ettiğini, bu durumu sanık ..."e sorduğunda “Sakın bakma” demesi üzerine içine bakmadığını, otogara kadar kendisinin ve sanık ..."ın çantalarını sanık ..."in taşıdığını, otobüse bindikten sonra ise çantaları kendilerine verdiğini, yolculuk sırasında çantasının içine hiç bakmadığını, sanık ..."in uyuşturucu maddeyi kimden temin ettiği ve kime götürdüğü konusunda bilgisinin bulunmadığını, sorguda benzer anlatımlarından farklı olarak; olay günü Van otogarına gittiklerinde İstanbul"a götürmek için şeker almaya gittiğini, bu esnada çantasının sanık ..."de kaldığını, geri gelip çantasını kaldırdığında normalden ağır olduğunu fark ettiğini, sanık ..."e sorduğunda “Bakma, içinde bir şey yok” demesi üzerine içine bakmadığını,
Mahkemede; olay günü çantasını otogara kadar sanık ..."in taşıdığını, otogara geldiklerinde sanık ..."in çantayı kendisine verdiğini, çantasının normalden daha ağır olduğunu fark etmesi üzerine sanık ..."in “Şeker meker koydum” dediğini, bunun üzerine çantasının içine bakmadığını, uyuşturucu madde ile ilgisinin bulunmadığını,
Sanık ... soruşturma evresinde; eşi ve kayınvalidesi ile birlikte Van"da ikamet eden Nüsret Demir"i ziyarete geldiklerini, Van"da bulunduğu sırada İran"lı Seyid isimli kişinin kendisini telefon ile arayıp “Yanıma gel, sana bir şeyler vereceğim, bunu da İstanbul"a götür, sana 12.000 Lira vereceğim, 28.10.2014 tarihinde sınırda olacağım” dediğini, maddi durumunun kötü olması nedeniyle adı geçenin teklifini kabul ederek Yüksekova"ya gittiğini, Irak sınırında buluştuğu İran"lı Seyid"ten, İstanbul"a götürmek için içinde suç konusu eroinlerin bulunduğu poşetleri aldığını, şahsın kendisine yol parası olarak 1.000 Lira verdiğini, kalanını ise İstanbul"da vereceğini söylediğini, Van"a geri geldiğinde içinde eroin bulunan poşetleri kendi eşyalarının arasına sakladığını, suç tarihinde İstanbul"a dönmek için evden çıkacakları esnada poşetleri sanıklar .... ve ...."in haberi olmadan adı geçenlerin el çantalarına yerleştirdiğini, otogara gitmek için hareket ettiklerinde sanıklar .... ve ...."in çantalarının neden ağır olduğunu sormaları üzerine bir kaç eşyasını koyduğunu söylediğini, her iki çantayı da otogara kadar kendisinin taşıdığını, otobüs biletlerini kayınbiraderi ....adına düzenlettirdiğini, otobüse bindiklerinde çantaları eşine ve kayınvalidesine verdiğini, diğer sanıkların çantaların içindeki uyuşturucu maddelerden haberinin olmadığını,
Mahkemede farklı olarak; soruşturma evresindeki beyanlarının doğru olmadığını, suç konusu eroini Başkale"de ikamet eden eniştesi ... ile bu kişinin amcası ..."den İstanbul"a götürmek için aldığını, eroini poşetleyerek sanıklar .... ve ...."in çantalarına koyduğunu, her iki çantayı da otogara kadar kendisinin taşıdığını, otobüse bindiklerinde ise çantaları diğer sanıkların ayaklarının dibine koyduğunu, bozma sonrası alınan savunmasında ise; sanıklar .... ve ...."in otogarda çantaların ağır olduğunu fark edip sormaları üzerine içlerine eşyasını koyduğunu söylediğini,
Savunmuşlardır.
5237 sayılı TCK’nun “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin konumuza ilişkin olan 3, 4 ve 5. fıkraları suç tarihi itibarıyla;
“(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
(4) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması,
b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi,
hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır” şeklinde düzenlenmiştir.
Üçüncü fıkradan açıkça anlaşıldığı gibi suçun hareket unsuru, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ruhsatsız ve ruhsata aykırı olarak ülke içerisinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, sevk etmek, nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek ve bulundurmaktadır. Bu suç, seçimlik hareketli suçlardandır. Suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleşmesi yeterlidir.
Dördüncü fıkranın (a) bendine göre, uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması, üçüncü fıkrada tanımlanan suçun konu bakımından nitelikli unsurunu oluşturmakta ve bu fıkraya göre verilecek cezanın artırılmasını gerektirmektedir.
Üçüncü fıkrada sözü edilen ve konumuzu ilgilendiren uyuşturucu veya uyarıcı madde nakletme doktrinde, "Bir kimsenin kendisine veya başkasına ait uyuşturucu maddeyi kullanma dışında bir amaçla bulunduğu yerden başka bir yere götürmesi, taşıması" (Sahir Erman-Çetin Özek, Kanunun Selametine Karşı İşlenen Suçlar) şeklinde tanımlanmaktadır.
Nakletme, bir kimsenin, maliki veya zilyedi bulunduğu uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi kullanma dışında bir amaçla bir yerden başka bir yere, bizzat kendisi ya da kendisine bağlı olarak çalışan kişiler tarafından götürülmesi olarak anlaşılmalıdır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde nakletme ve sevk etme birbirinden farklıdır. Nakledenin, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin maliki veya zilyedi olması zorunlu değildir. Nakleden, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi bizzat veya adamları aracılığı ile götüren kişidir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin nakledilmesi bedel karşılığı olabileceği gibi bedelsiz de olabilir... Failin naklettiği eşyanın uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğunu bilmesi suçun oluşumu için yeterlidir. (Birsen Elmas, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, s.68)
Bununla birlikte, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK’nun 188. maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle suçun “üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi” hâlinde verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı öngörülmüştür. Bu nitelikli hâlin uygulanması için üç veya daha fazla kişinin suçun icra hareketlerini müşterek fail olarak sorumluluğu gerektirecek şekilde birlikte gerçekleştirmiş olmaları gerekir. Şerikler, yani suça azmettiren veya yardım edenler bu sayıya dahil değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Olay tarihinde Van"dan İstanbul"a gitmekte olan ve sanıkların da içinde yolcu olarak bulunduğu otobüsün Erciş girişinde durdurulduğu, otobüste yapılan kontrol sırasında sanıkların oturduğu koltuklara ait biletlerin farklı bir kişi adına düzenlendiğinin anlaşılması üzerine sanıkların durumundan şüphelenildiği ve ardından Erciş Sulh Ceza Hakimliğinin önleme arama kararına istinaden sanıklar .... ile ...."in el çantalarında yapılan aramada, sanık ..."a ait çantada dört, sanık ..."e ait çantada ise yedi paket olmak üzere toplam on bir paket suç konusu eroinin ele geçirildiği olayda; ele geçirilen uyuşturucu maddenin sanıklar .... ve ...."in kişisel eşyasının bulunduğu el çantalarında ele geçirilmesi, sanıkların başka bir şahıs adına düzenlenmiş biletler ile yolculuk yapmaları, sanıkların kendilerinden şüphelenilmesini önlemek amacıyla küçük yaştaki .... ile ...."ı yolculuk sırasında yanlarında bulundurmaları, sanıklar .... ve ...."in, suç konusu eroinin naklinde kullanılan el çantalarının ağır olduğunun fark edildiği ana ilişkin savunmalarının aşamalarda değişiklik gösterip birbirleriyle çelişmesi karşısında; sanıklar .... ve ...."in el çantalarının neden ağır olduğuna ilişkin sordukları soruya sanık ..."in “Sakın bakmayın” şeklindeki cevabı üzerine içerisine bakmadıklarına, daha sonraki aşamalarda ise sanık ..."in el çantalarında şeker olduğunu söylemesi nedeniyle içlerini kontrol etme ihtiyacı duymadıklarına ilişkin savunmalarına itibar edilemeyeceği, sanıklar .... ve ...."in her zamankinden daha ağır olan el çantalarının içerisine bakmamalarının makul bir kişiden beklenilebilecek bir davranış olmadığı ve bu durumun hayatın olağan akışına uygun düşmediği, sanık ..."in, diğer sanıkların suç konusu eroinden haberlerinin olmadığına ilişkin savunmasının da, sanıklar .... ve ...."i suçtan ve cezadan kurtarmaya yönelik olup itibar edilemeyeceği anlaşıldığından, sanıklar .... ve ...."e atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olduğunun ve buna bağlı olarak da eylemin üç kişi tarafından birlikte işlenmesi sebebiyle tüm sanıklar hakkında TCK’nun 188/5. maddesinin uygulanma koşullarının oluştuğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 07.04.2016 gün ve 71-110 sayılı direnme hükmünün, sanıklar .... ve ...."in atılı suçtan TCK"nun 188/3-4-5. maddeleri uyarınca mahkûmiyetleri yerine beraatlerine karar verilmesi, sanık ... hakkında ise TCK"nun 188/5. maddesinin uygulanmaması isabetsizliklerinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.