14. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/14342 Karar No: 2010/492 Karar Tarihi: 25.01.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/14342 Esas 2010/492 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2009/14342 E. , 2010/492 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.08.2006 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini mümkün değilse fazla istenen taviz bedelinin tenkisi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapuda vakıf şerhi terkin edilmiş bulunduğundan konusu kalmayan bu dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına taviz bedeli ile ilgili davanın reddine dair verilen 08.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... .... Memur ve Müst.Yrd. Ve ... Vakfı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
A R A R
Dava, 92 ve 94 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları üzerindeki “... Vakfı” şerhinin terkini, yargılama aşamasında anılan vakfın sahih bir vakıf olduğu saptanırsa ödenecek en çok taviz bedelinin 570.500,00 YTL olduğunun saptanması, davalı idare tarafından talep edilen 1.711.500,00 YTL taviz bedeli kadar borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece vakıf şerhinin terkini isteminin reddine, taviz bedeli ile ilgili dava idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 16.02.2009 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılı nedenlerle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, dava esnasında vakıf şerhi terkin edildiğinden konusu kalmayan bu istemle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, taviz bedeline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere mukataalı ve icareteynli taşınmazların serbest tasarrufa terki için alınan bedele taviz bedeli denir. Çekişme konusu 92 ve 94 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları üzerindeki “... Vakfı” şerhinin sahih bir vakfa ait olduğu bilirkişi raporuyla sabittir. Bilirkişiler taviz bedelinin 879.142 TL olduğunu hesaplamış, bu rapora karşı her iki tarafın da bir itirazı olmamıştır. Gerçekten davacı dernek tarafından vakıf şerhinin kaldırılması için davalıya ödenen miktar da 980.000 TL’dir. Dairemizin hükmüne uyulan bozma kararında vurgulandığı üzere İcra ve İflas Kanununun 72.maddesi hükmü gereğince, borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açma yetkisi vardır. Hatta bu dava, icra takibi olmaksızın somut uyuşmazlıkta olduğu gibi taraflar arasında bedel konusunda bir muaraza çıkmışsa takipten önce de açılabilir. Davacı tarafından eldeki davanın açılmasının nedeni budur. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesinin 6. fıkrasına göre borçlu menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. Somut uyuşmazlıkta davanın devamı sırasında davalı idareye ödenen taviz bedeli tutarı 980.000 TL iken bilirkişilerce bu tutar 879.142 TL bulunduğundan mahkemece yukarıda sözü edilen yasa kuralı doğrultusunda her iki değer arasındaki farkın davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde hüküm kurulması gerekirken bu yönün gözden kaçırılması doğru değildir. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.