20. Hukuk Dairesi 2016/6391 E. , 2017/10397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili dava dilekçesi ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü Kulaklar mahallesinde 1/5000 ölçekli haritada ve 6 derecelik koordine özet çizelgesinde itiraz 6, 7, 8, 9 ve 10 olarak yerleri gösterilen alanların arazideki fiili durumlarına göre orman sayılan yerlerden olduklarını, ancak bu orman parseli sınırlarının daraltıldığını, dava konusu parsellerin Devlet ormanı sayılan yerlerden olduğunu, bu nedenle kadastro komisyonu tarafından yapılan tespitin hatalı olduğunu, 4785 sayılı Kanunla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte varolan gerek tüzel kişilere ait bütün ormanların hiçbir işlem ve bildiriye lüzum olmaksızın Devletleştirildiğini, bu nedenle niza konusu yerlerin tescilinin hatalı olduğunu, nizalı yerin 5658 sayılı Kanunla geri verilen yerlerden olmadığını, açıklanan sebeplerden dolayı orman parseli sınırlarının daraltılmasına ilişkin itirazlarının kabulü ile dava konusu anılan yerlerin Hazine adına orman vasfıyla tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kadastro müdürlüğünce dava konusu taşınmazların ada parselleri belirlenerek malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tutulan 135 ada 38 parsel, 135 ada 37 parsel, 124 ada 1 parsel,122 ada 60 parsel, 122 ada 59 parsel, 122 ada 58 parsel, 122 ada 57 parsel, 122 ada 56 parsel, 121 ada 16 parsel, 121 ada 14 parsel, 121 ada 13 parsel ve 121 ada 17 (tefrik edildi) parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak asılları kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece; davada da dahili davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... Usta, ... Usta, ... Usta, ... Kalaycı, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın yargılama aşamasında ayrı ayrı davayı kayıtsız şartsız kabul ettikleri yönünde beyanda bulundukları ve bu beyanlarını imzaları ile tasdik ettikleri anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... köyü kadastro çalışma alanında bulunan 135 ada 38 parsel, 135 ada 37 parsel, 124 ada 1 parsel, 122 ada 60 parsel, 122 ada 59 parsel, 122 ada 58 parsel, 122 ada 57 parsel, 122 ada 56 parsel, 121 ada 16 parsel, 121 ada 14 parsel ve 121 ada 13 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile ayrı ayrı orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılmış; çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazlar kadastro çalışmaları sırasında da davalı olduğundan malik hanesi boş bırakılmış, yani 3402 sayılı Kanunun 30/2. madde şartları somut olayda oluşmuştur. Mahkemece 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereği uyuşmazlığın çözümünde re"sen araştırma ilkesi uygulanarak gerçek hak sahibinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespiti gerekirken mahkemece bu husus gözardı edilmiş ve eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Re"sen araştırma yapılıp gerçek hak sahibinin bulunması için işin esasına girilip bu yerin mera ve orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra taraflara tüm delillerini sunmaları için süre verilmeli, ondan sonra işin esasına girmelidir.
Mahkemece, davalı gerçek kişilerin kabul beyanları doğrultusunda, dava konusu taşınmazda keşif yapılmadan ve dava konusu taşınmazın niteliği belirlenmeden taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında bir sonuca varmak olanağı bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın malik hanesi açık bırakılmıştır, bu nedenle orman ve meranın niteliğinde olup olmadığı yönünde usulüne uygun orman ve mera araştırması yapılmalıdır.
Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede daha önce yapılmış orman kadastrosu olup olmadığı araştırılarak yapılmış bir orman kadastrosu varsa orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz kesin olarak belirlenerek yapılmış bir tahdit varsa taşınmazın tahdit içinde mi yoksa dışında mı kaldığı tespit edilmeli, şayet yörede orman kadastrosu bulunmadığı taktirde çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerindeki nitelikleri, üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği ve ağaçların dağılımı, kapalılık oluşturup oluşmadığı hususları ile orman içi açıklık konumunda bulunup bulunmadıklarının bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak irdelenmesi istenmeli, açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları ve ziraat mühendisi huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı araştırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, uzman ziraat mühendisinden taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın tüm yönlerinden fotoğrafları çektirilmeli, teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, taşınmazın mera olmadığının anlaşılması halinde gerçek kişiler yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir, bu doğrultuda öncelikle dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı keşifte tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, gerçek kişiler adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, davalı gerçek kişilerinde kabul beyanları dikkate alınarak toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11/12/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.