Yargıtay - Dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/11698 Esas 2014/10890 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/11698
Karar No: 2014/10890
Karar Tarihi: 04.06.2014

Dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/11698 Esas 2014/10890 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle verilen asıl kararda mahkumiyet hükümleri bulunmaktadır. Ancak, verilen hüküm sanığın yokluğunda verildiği için yapılacak tebligatın usulüne uygunluğu konusunda kesin bir belirleme yapılmadığı için, eski hale getirme ve temyiz talebinin reddine ve yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabul edilmesine karar verilmiştir. Kanun maddelerine bakıldığında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesi uyarınca \"dolandırıcılık\" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar dolduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, sair yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiş ve sanık hakkındaki kamu davası gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür.

11. Ceza Dairesi 2014/11698 E. , 2014/10890 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : 1- Asıl karar; mahkumiyet
2- Ek karar; eski hale getirme ve temyiz talebinin reddine

Yokluğunda verilen hükmün sanığın sorgusunda bildirdiği adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin, mahkemenin tevdii kararımıza istinaden düzenlediği tutanak içeriği itibariyle daha önce adli mercilerce bu adrese usulüne uygun bir tebligat yapılıp yapılmadığının kesin olarak belirlenememesi nedeniyle sanık lehine yorum yapılarak, daha önce adrese yapılmış bir tebligat bulunmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerektiği, buna göre; 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 311. maddesi hükmü gereğince, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde inceleme mercii Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğundan, mahkemenin hukuki dayanaktan yoksun olan 04.01.2010 günlü ek kararı kaldırılarak öğrenme üzerine yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık"" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, 29.03.2002 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar dolduğu anlaşılmış ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle mülga 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.