8. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/689 Karar No: 2019/1371 Karar Tarihi: 13.02.2019
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/689 Esas 2019/1371 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 37,500 TL alacak istemiyle dava açmıştır. Davalı, cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Mahkeme, davacının talebinin karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar vermiştir. Ancak, davanın kabul edilmesine dair karar, davalının savunma hakkı kısıtlanarak verilmiştir. Ayrıca, edinilmiş mal olup olmadığını belirlemek için tapu kayıtlarının incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise şunlardır: 3402 sayılı Kanun'un 22/A maddesi, HMK'nin Geçici 3. maddesi, HUMK'un 428. ve 440/I maddeleridir.
8. Hukuk Dairesi 2019/689 E. , 2019/1371 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
..K. A R A R
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 1.000 TL alacak isteğinde bulunmuş, 23.07.2015 havale tarihli talep arttırım dilekçesi ile talebini 37.500 TL"ye yükseltmiştir. Davalı ..., cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, davacının davasının kabulüne, 37.500 TL"nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece tasfiyeye konu taşınmazın edinilmiş mal olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava dilekçesinin davalıya tebliği hususunda istinabe yoluyla gönderilen tebligat evrakı tebliğ edilemediğinden bahisle iade gelmiş, daha sonra mahkemece dava dilekçesi ile 23.12.2014 tarihli duruşma tutanağı ekli tebligat yine istinabe yoluyla gönderilmiş ve 26.02.2015 tarihinde davalıya bizzat tebliğ edilmiştir. Ne var ki, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden, yasal cevap süresi beklenmeden, dilekçeler teatisi aşaması tamamlanmadan 23.12.2014 tarihinde ön inceleme duruşması yapılarak tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilmiş olup davalının savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru olmamıştır. Bundan ayrı dosya arasında bulunan tasfiyeye konu taşınmaza ait tapu kaydında, taşınmazın 08.12.2010 tarihinde 3402 sayılı Yasa"nın 22/A maddesi gereğince yenilemenin tescili yoluyla davalı adına kaydedildiği yazılıdır. Mahkemece tasfiyeye konu taşınmaza ait tapu kaydının ilk oluştuğu tarihten itibaren tüm tedavülleri getirtilmeden, tasfiyeye konu taşınmazın edinilmiş mal olup olmadığı belirlenmeden karar verilmiş olması da doğru değildir. Mahkemece yapılması gereken iş, tasfiyeye konu taşınmazın ilk oluştuğu tarihten itibaren tedavüllü tapu kayıtları ile dayanak kayıtlarını getirtmek, davalı tarafından edinilme tarihini ve edinilmiş mal olup olmadığını belirlemek, iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak deliller hep birlikte tartışılıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre talep miktarı ve kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar vermekten ibarettir. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.