20. Hukuk Dairesi 2017/7927 E. , 2017/10388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 3. Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davaya konu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulu olduğu, uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre çözülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise uyuşmazlığın sigorta işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir. TTK"nın 1472/1. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK"nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz"î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiilden kaynaklandığı açıktır.
Somut olayda, davacı vekili, sigortalısı İsmail Karaaslan yurtdışında iken, dairesinin bulunduğu ve üst kattaki iki daire ile ortak kullanımda olan müşterek mutfak giderinin tıkandığı geri tepen suların sigortalı dairenin içerisine sirayet ettiği ve daireye zarar verdiğini, söz konusu zararın müvekkil şirket tarafından karşılandığını ileri sürerek giderin tıkanmasıyla oluşan zararın rücuen diğer maliklerden tahsilini talep etmekte olup, Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanma olanağı bulunmadığı, genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11/12/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.