10. Hukuk Dairesi 2016/11498 E. , 2018/8026 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının belirtilen dönemlerde ... Kulübünde futbolcu olarak görev yaptığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan madde hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır, aksi durumda ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
Eldeki davada, davalı işveren ile davacı arasında 18.10.1990-14.11.1991 dönemi yönünden akdedilen sözleşmenin bulunduğu, davacının Kuruma bildirimlerinin ise 25.10.1990-02.03.1991 tarihleri arasında yapıldığı anlaşılmaktadır .
Kuruma bildirim yapılmayan ve yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda hak düşürücü süreyi kesecek nitelikte belge bulunmayan 18.10.1990-25.10.1990 tarihleri arası dönem yönünden ise, çalışmanın sona erdiği tarihi takip eden yıl başından dava tarihine kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde bu dönem yönünden de kabul kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün birinci bendinin tamamen silinerek, yerine, “1- Davacının, 4009 sicil nolu ve davalı ... kulübü adına tescilli spor kulübü işyerinde;
25/10/1990-31/12/1990 dönemi arasında kuruma bildirilen 61 gün dışında 4 gün daha,
01/01/1991-13/11/1991 dönemi arasında kuruma bildirilen 61 gün dışında 252 gün daha olmak üzere toplam 256 gün daha asgari ücretle sigortalı olarak çalıştığının tespitine,
18.10.1990-25.10.1990 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise talebin hak düşürücü süre yönünden reddine,” yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacı ile davalılardan ... Kulübünden alınmasına, 16.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.