11. Hukuk Dairesi 2015/10953 E. , 2016/5310 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...... FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2015
NUMARASI : 2014/321-2015/130
Taraflar arasında görülen davada ....... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/04/2015 tarih ve 2014/321-2015/130 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 06.03.2012 tarihinde .... ibareli 1, 5, 31 ve 35.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2012/21284 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni"nde ilân olunması üzerine davalı şirket tarafından 556 sayılı KHK"nın 8/3.maddesi gereğince eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık ve kötüniyet vakıalarına dayanarak başvuruya itiraz edildiğini, itirazlarının YİDK tarafından kabul edilerek bir kısım mal ve hizmetin marka tescil kapsamından çıkarıldığını, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira ..... işaretiyle ... işareti arasında iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerlik bulunmadığını, davalı muterizin ...... tanıtım işaretini markasal biçimde ve belli bir bilinirlik elde edecek şekilde kullanmadığını, sadece ticaret unvanı olarak kullandığını, kararda istinat edilen 556 sayılı KHK"nın 8/3.maddesi koşullarının bulunmadığını ileri sürerek YİDK"nın 2014/M-7196 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı .... vekili; taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalı muteriz şirketin ... ibaresini davacıdan önce başvuru kapsamında bulunan ve reddedilen ürün ve hizmetler için belli bir bilinirlik elde edecek biçimde kullanmakta olduğunu, başvurunun tescilinin davalının önceye dayalı kullanımdan doğan haklarına zarar vereceğini, bu nedenle öncelik hakkına sahip davalı itirazının kurum tarafından kabulünün hukuka uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket savunmasında özetle; davacının başvurusuna önceye dayalı kullanım nedeniyle itirazda bulunduklarını, ancak itirazlarını geri çektiklerini, başvurunun tescilinin kendileri yönünden sakıncası olmadığını ifade etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin ticaret unvanının 20.04.2005 tarihinde ticaret siciline tescil ve ilan olunarak kurulduğu, her türlü organik, inorganik kimyasal ve orgonomineral gübrelerin sıvı ve toz halinde üretimi ve satışı, zirai ürünlerin, zirai ilaçlar, bahçe, sera, bitki ve tohumların imalat, ihracat ve ithalatı ile ilgili olarak ticari faaliyette bulunduğu, ticaretinde ve faturalarında hem ticaret unvanını bütün olarak ve hem de ticaret unvanının ayırıcı unsuru olan .... tanıtım işaretini ön plana çıkarmak suretiyle markasal olarak kullandığı, anılan tanıtım işaretine belli seviyede bilinirlik kazandırdığı, davalı muterizin 556 sayılı KHK"nın 8/3 ve 8/5. maddeleri kapsamına giren haksız rekabet hükümlerine göre korunması gereken sınaî haklar edindiği, davalının ticari faaliyette bulunduğu her türlü organik, inorganik kimyasal ve orgonomineral gübrelerin sıvı ve toz halinde üretimi ve satışı; zirai ürünlerin, zirai ilaçlar, bahçe, sera, bitki ve tohumların imalat, ihracat ve ithalatı ile davacının başvurusunun reddedildiği bir kısım mal ve hizmetin aynı tür mal ve hizmet sayılması gerektiği, .... tanıtım işaretini kullanım önceliği davalı muteriz şirkete ait bulunduğu ve somut ve soyut olarak ayırt edici olduğu, davacı başvurusunun konusu olan işarette de ..... ibaresinin asıl ve ayırt edici unsur olduğu, görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktıkları umumi intiba bakımından genel izlenim itibariyle aynı olan bu işaretlerin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, ortalama düzeydeki tüketicilerin bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, bunun sonucunda davacı markasının davalının tescilsiz markasının temsil ettiği imaj ve güvenden yararlanacağı, davalı şirket aleyhine haksız rekabet yaratacağı, dolayısıyla davacı başvurusunun, davalı şirketin itirazı üzerine reddine dair davalı kurum kararının hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.