23. Hukuk Dairesi 2014/1283 E. , 2014/3543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2013/555-2013/671
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. 5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 18.650,00 TL’dir
Davacı vekilince ıslah ile birlikte 18.950,00 TL"nin tahsiline karar verilmesi istenmiş, mahkemece tazminat talebinin 2.000,00 TL"si kabul edilerek 16.950,00 TL"sinin reddine karar verilmiştir. Temyiz konusu edilen miktarın 16.950,00 TL olması nedeniyle duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile yüklenici davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ruhsat alınıp işe başlanmaması nedeniyle müvekkilince 02.08.2011 tarihli ihtarname ile davalıya 1,5 ay süre verildiğini, ruhsat alınıp inşaat yapımına başlanmadığından ve dubleks daire alma hakkı kaybedildiğinden zarar oluştuğunu, bu zararın verilen 1,5 aylık sürenin sonu olan 28.09.2011 tarihinden itibaren tazmininin gerektiğini, müvekkilinin kendisini davalı ile tanıştıran emlakçı Z. T. 28.12.2010 ve 31.01.2011 tarihlerinde 1.000,00"er TL verdiğini ileri sürerek, sözleşmenin müvekkili lehine feshine, Z. T. yapılan ödemelerin reeskont faiziyle davalıdan tahsiline, dubleks daire yaptırılamayacak olmaktan kaynaklanan zararın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 16.07.2012 havale tarihli dilekçesiyle, 12.000,00 TL"lik maddi tazminat talebini 18.950,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, arsa payı karşılığı inşat sözleşmesinin feshine, tazminat talebinin kısmen kabulü ile 13.017,50 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalının temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.05.2013 tarih 2159 E., 3137 K. sayılı ilamıyla, davalının temyiz dilekçesindeki beyanı gözetildiğinde tarafların fesih konusunda iradelerinin birleşmiş olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek davalının diğer temyiz itirazlarının reddiyle, taraflar arasındaki 21.12.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde ruhsat için herhangi bir süre belirlenmediği, inşaatların ruhsattan itibaren engeç 18 ay içerisinde bitirileceğinin kararlaştırıldığı, dosyada bulunan belediye yazılarından yüklenicinin 31.12.2010 tarihinde belediyeye başvurduğunun anlaşıldığı, arsa sahibi tarafından yükleniciye gönderilen 02.08.2011 tarih ve 15913 yevmiye sayılı ihtarnamede
inşaata başlanması için yükleniciye süre verilmişse de ihtarname tebliğinin, muhatabın çarşıda olduğunu beyan eden komşusunun isminin yazılmaması nedeniyle, usule uygun olmadığı, dolayısıyla davalının temerrüde düşürülmediği, davacının fesihte haklı olmaması nedeniyle davacı arsa sahibinin BK"nın 108/2. maddesindeki olumsuz zararını da isteyemeyeceği, ancak verdiğini BK"nın 61. maddesi uyarınca geri alabileceği gözetilerek, davacının tazminat talebinin bu açıklamalar çerçevesinde ele alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş olup; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının temerrüde düşürülmediği, davacının fesihte haklı olmadığı, BK"nın 108/2. maddesindeki olumsuz zararı isteyemeyeceği, sadece verdiğini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri alabileceği, davacının bu sözleşmeye aracılık etmesi sebebiyle emlakçıya yapmış olduğu 2.000,00 TL ödemeyi davalının iade etmesi gerektiği gerekçesiyle, sözleşmenin feshine ilişkin karar kesinleştiğinden bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Mahkemece, dava konusu talebin reddedilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği davalı lehine 2.034,00 TL nispi vekalet ücreti hesaplanması gerekirken, hesap hatası sonucu 2.274,00 TL"ye hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş, 30.09.2011 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 23.09.2013 olarak yazılması da hatalı olmuş ise de, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli karar başlığının düzeltilmesi ve hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenle, temyiz itirazının kabulü ile kararın "HÜKÜM" bölümünün 4 no"lu bendinin 3. satırındaki "2.274,00 TL" ibaresi çıkarılarak, yerine "2.034,00 TL" ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, gerekçeli karar başlığında dava tarihinin 30.09.2011 olarak düzeltilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.