Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5644
Karar No: 2018/8011
Karar Tarihi: 16.10.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/5644 Esas 2018/8011 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/5644 E.  ,  2018/8011 K.

    "İçtihat Metni"

    .......

    Dava, davalı kooperatif tarafından düzenlenen 11.09.1998 tarihli müstahsil makbuzunda yer alan kimlik bilgilerinin davacının kimlik bilgileri ile uyumlu olarak düzeltilmesi gerektiğinin tespiti ile tevkifatın davacıya aidiyetinin tespiti ve 6552 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmadan faydalandırılması istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
    Eldeki davada, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
    1- 6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi Kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiş olup, davanın nihai amacının, niteliği itibariyle sigortalılık haklarına ilişkin olup davalı kurumun davada işlemi tesis eden yasal hasım durumunda olması sebebiyle davalı olup, fer"i müdahil olarak kabul edilemeyeceği dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    2-Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı (aktif husumet ehliyeti) da o hakkın sahibine aittir.........
    Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir.
    Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu nedenle, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
    Sıfatın usul hukuku bakımından önemi şudur: Bir davanın tarafları o davada gerçekten (davacı veya davalı olarak) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır .
    Mahkemenin sıfat (husumet) yokluğunu kendiliğinden (re"sen) gözetmesi gerekir. Çünkü, sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hâkim, kendisine sunulan dava malzemesinden bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden gözetir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 18.04.2007 gün ve 2007/5-233 E., 2007/221 K.; 04.03.2009 gün ve 2009/10-34 E. 2009/104 K.; 03.02.2010 gün ve 2010/4-4 E., 4 K.; 08.02.2012 gün ve E:2011/21-789, K:2012/62 sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    Eldeki davada, davacının talebinin özü, müstahsil makbuzunda yapılan tevkifatın davacıya aidiyetinin dolayısıyla geriye dönük sigortalılık tescilinin sağlanmasıdır. Davalı olarak görünen 1017 sayılı..... görülen eldeki uyuşmazlıkta taraf sıfatı olmadığı gözetilerek hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    3- Dosya kapsamına göre, davacının Kurumca ilk tescilinin 12.09.2011 tarihi itibariyle sağlandığı, 1017 sayılı......... 11.09.1998 tarihli müstahsil makbuzunda .........” bilgilerinin yazılı olduğu, 1998 yılı Eylül ayına ait......çiftçi primleri tevkifat bildirim listesinde ise “..........” bilgilerinin yazılı olduğu, Kurumca arşivden yapılan araştırmada, ..........’in kimlik bilgilerine ulaşıldığı, aynı kooperatife ürün satanlardan .......soyisimli diğer çiftçilerin,....... nüfus kaydına göre kardeş olduklarının anlaşıldığı,........ adına yapılmış herhangi bir ürün satışına da rastlanmadığı, Kurumca tespit edilen....... isimli sigortalının 1479 sayılı Kanuna göre 22.03.1979 tarihinde tescilinin yapıldığı ve en son 30.04.1998 tarihinde terk sağlanmış olup, 506 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlandığı, kolluk araştırmasında ........ mahallesinde.....isminde bir kimsenin bulunmadığının yapılan araştırma ve muhtar beyanına göre bildirildiği, davacının 30.11.1997 tarihli yönetim kurulu kararıyla kooperatif üyeliğinin sağlandığı, üyeliğine ilişkin sadece bu belgenin mevcut olduğunun bildirildiği, davacının Şahin isimli kardeşinin 06.12.1999 tarihinde vefat ettiği, davacı tarafça ürün teslimi sırasında soyismi yerine sehven kardeşinin isminin yazıldığının iddia edildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, öncelikle nüfustan.......... olup olmadığı araştırılmalı, nüfusta kayıtlı olanların tanık olarak beyanına başvurulmalı, özellikle Kurumca kimlik bilgileri tespit edilen ......... 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak tescili olup olmadığı araştırılarak sigorta sicil ve tahsis dosyası getirtilmeli, 1017 sayılı........nde.......aydının olup olmadığı araştırılmalı, 1998 yılında....... oğlu......isminde birisinin yaşayıp yaşamadığı hususunda ayrıntılı kolluk araştırması yapılmalı, kooperatiften satılan ürün bedelinin nasıl ödendiğine ilişkin belgeler getirtilmeli, 1998 yılında görev yapan muhtar ve azalar dinlenmeli, davacının 1998 yılında oturduğu ikamet adresi araştırılmalı, gerekirse seçim kayıtları getirtilmeli, müstahsil makbuzu ve tevkifat bildirim listesinde hem baba adının hem de soyisminin farklı olduğu dikkate alınarak uyuşmazlık konusu hakkında ayrıntılı araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

    ....

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi