18. Hukuk Dairesi 2014/1632 E. , 2014/7269 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2013
NUMARASI : 2012/664-2013/336
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas alarak düzenleyeceği raporda, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmazın bedelini tespit etmelidir. Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında ise, özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça, tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Bu itibarla;
Dairece daha önce incelenen 23.01.2012 gün ve 2011/12068 esas 2012/407 kararında, (Eskişehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.05.2011 tarih ve 2010/672 esas 2011/213 karar sayılı dosyasında) kabul edilip uygun bulunan domates ürününün 2010 yılına ilişkin dekar başına ortalama verimi 4750 kg olduğu halde hükme esas alınan raporda 4700 kg alınmak suretiyle değer belirlenmiş olması,
2-Dairenin bozma kararından önce hükme esas alınan 04.04.2011 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlar için 11.808.00 TL, müştemilat için 69.750.89 TL tespit edilen mütemmim cüz bedeli mahkemece değerlendirilmiş ve 10 yaşında olduğu belirtilen toplam 120 adet kavak
ağacına yönelik 7.200,00 TL bedelin bulunan rakamdan düşürülmesi, davanın açıldığı 2010 yılı itibariyle söz konusu kavakların 12 yaşında olacağının kabul edilmesi durumunda kesim çağına gelmiş olan bu kavakların davalı tarafından kesilip nakledilebileceğinden ve ayrıca bu ağaçların enkaz değerleri nihai net üretim gelirine eşit olduğundan zemine artı değer katkıları olmadığı, taşınmazın üzerinde bulunan müştemilata ilişkin bedelin hesaplanmasında Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/149 esaslı acele el koyma dosyasında 12 kalem müştemilatın değerlendirilmiş olmasına ve 3 adet su kuyusu ile 3 adet foseptik kuyusu sözkonusu değerlendirmeyi alınmamış olmasına karşın, bilirkişi kurulunun su kuyularına ilişkin 10.000,00 TL ile foseptiklere ilişkin 1.500,00 TL"yi de değerlendirerek, toplam 14 kalem müştemilat üzerinden hesaplama yaptığı, acele el koyma dosyasında yukarıda bahsi geçen kalemlerin değerlendirilmediğine ilişkin “kamulaştırma işlemine karşı maddi hata davası” açılmadığı, buna göre bilirkişilerin bu iki kaleme yönelik buldukları 11.500,00 TL"nin düşülmesi gerektiği düşünülerek yeniden hesaplama yapılmış, bozma ilamında bu hususta herhangi bir bozma nedeni belirtilmemiştir.
Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre bozma gerekleri yerine getirilmeli, bu bağlamda bozma kapsamı dışına çıkılmamalı ve bozmaya konu edilmeyerek davacı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle bozma sonrası hükme esas alınan 04.07.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda toplam bedelden düşülmesi gereken 11.500.00 TL müştemilat bedeli ve 7.200.00 TL ağaç bedeli düşürülmeden hesaplanan kamulaştırma bedeline hükmedilmesi,
3-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, daha önce yatan paranın alınmış olması halinde 6.625.71 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi,
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce
açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiği dikkate alınarak "Davalılar lehine tespit edilecek kamulaştırma bedelinden acele el koyma dosyasında ödenen bedel mahsup edildikten sonra geriye kalan bedel ilk kararda hüküm altına alınan bedelden düşük ise ilk karar tarihine kadar; bedel ilk kararda hüküm altına alınan bedelden yüksek ise ilk kamulaştırma bedeline ilk karar tarihine kadar; fark bedeline dava tarihinden itibaren ikinci karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerekirken, Yeni Kamulaştırma Yasasındaki değişiklik kapsamında 25/07/2010 tarihinden paranın alınmış olması halinde alınma tarihine, alınmamış ise karar tarihine kadar yasal faiz uygulanarak davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.