16. Hukuk Dairesi 2018/900 E. , 2021/1461 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ...,... Mahallesi çalışma alanında bulunan 166 ada ...,... ada 6 parsel ile ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 203 ada 58 ve 87 parsel sayılı ...,... metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydına dayanılarak, tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin önceki hüküm, Dairemizin 27.12.2012 tarih ve 2012/6918 Esas, 2012/11723 Karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece keşif masraflarını yatırması için davacı tarafa kesin süre verilmediği halde kesin süre verildiği gerekçesiyle davanın reddedilmesi ve keşif ara kararında tanık ve mahalli bilirkişiler için keşif gün ve saatini belirtir meşruhatlı davetiye çıkarılmasına karar verilmesi gereğinin göz ardı edilmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesine aykırı işlem yapılmasının isabetsizliğine” değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 166 ada ...,... ada 58 ve 87 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının aksini şüpheden uzak bir açıklık ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazların bulunduğu bölgede 1963 yılında toprak tevzii çalışmalarının yapıldığı ve Hazine adına tapu kayıtlarının oluştuğu anlaşılmasına rağmen, toprak tevzii haritasının düzenlenip düzenlenmediği sorulmamış, düzenlenmiş olması halinde kadastro paftası ile çakıştırılmak suretiyle taşınmazların harita kapsamında kalıp kalmadıkları belirlenmemiş, çekişmeli 166 ada 16 parsele ilişkin Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1986/171 Esas, 1987/14 Karar sayılı tapu iptali ve tescil dosyası getirtilmediği gibi, bir taşınmazın geçmişteki ve şimdiki niteliğinin, kullanım şeklinin ve süresinin belirlenmesinde en etkili yöntem hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Diğer yandan, taşınmazlar hakkında bilgisi bulunmayan mahalli bilirkişilerin soyut nitelikteki beyanları ile yetinilmiş, fen bilirkişiden uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve kroki alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı ile murisleri İsmail ve ... adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, varsa söz konusu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tutanak örnekleri ve tapu kayıtları temin edilmeli, Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1986/171 Esas, 1987/14 Karar sayılı dava dosyası ile çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan toprak tevzii çalışmalarına ilişkin tüm evraklar ve bölgeye ilişkin toprak tevzi haritası istenerek dosya arasına konulmalı, kadastro tespitlerinin yapıldığı 2005 tarihten geriye doğru bölgede çekilmiş tüm stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yöreyi iyi bilen, özellikle taşınmazların 1963 yılından geriye doğru 20 yıllık süre içindeki kullanım durumunu bilebilecek elverdiğince yaşlı üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, sağ olmaları halinde belirtmelik bilirkişilerin tümü ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve önceki keşifte bulunanlar dışında üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, bilinebilen en eski tarihten itibaren çekişmeli taşınmazların evveliyatlarının ne olduğu, kime ait bulundukları, kimden kime nasıl intikal ettikleri, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldıkları hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; yapılacak inceleme sırasında özellikle toprak tevzi çalışmasından önceki kullanım şeklinin tespitine çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki nitelikleri, taşınmazlar üzerinde ekonomik amaca uygun bir zilyetlik bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmazlar ile komşu taşınmazlar arasında toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından fark bulunup bulunmadığı hususlarında bilimsel verilere dayalı, çekişmeli taşınmazları komşularıyla gösterecek şekilde değişik yönlerden gösterir renkli fotoğraflarını da içeren, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, toprak tevzi haritası, tescil dosyasındaki kroki ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle çekişmeli taşınmazların her haritadaki konumlarını gösterir şekilde rapor ve kroki düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmazların hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerdeki niteliklerini ve kullanım şekillerini açıklayan ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde taşınmazların sınırları kabaca işaretlenmeli; taşınmazların, Hazine adına oluşan toprak tevzi tapusunun kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde ise tapu kaydının oluştuğu 1963 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 46/1. maddelerinde sözü edilen zilyetlikle kazanım koşullarının davacılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalı, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.