2. Hukuk Dairesi 2015/450 E. , 2015/8676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kastamonu Aile Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI : 2014/504-2014/556
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.
Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 28.04.2015 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Tarafların, boşanma ve mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda anlaşmalarına (irade birliğine) dayanılarak Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, kararı davalı, çocuklar için hükmedilen nafakanın miktarları yönünden temyiz etmiştir. Davalının temyiz talebi, hükümde yer alan çocuklar için takdir edilen iştirak nafakalarının miktarına ilişkindir. Temyiz talebinin buna ilişkin olduğu, temyiz dilekçesinden açıkça anlaşılmaktadır. Başka bir ifade ile hükmün, boşanmaya ve velayete ilişkin kısımları temyiz edilmemiştir. Dolayısıyla temyiz edilmeyen bu kısımlar, temyiz süresinin geçmesiyle kesinleşmiştir. Yargıtay, tarafların temyiz talepleriyle bağlıdır. (HUMK. m. 439/1) Hükmün temyiz edilmeyen bölümleri hakkında inceleme yapılamaz ve bozma kararı verilemez. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 439/II. maddesinde yer alan “temyiz sebepleriyle bağlı olmama” hükmü, kısmi temyiz halinde, kararın temyiz edilen bölümü bakımından geçerlidir. Aksi düşünce, kanun yolu incelemesi için de geçerli olan “tasarruf ilkesine” (HMK. m. 24) aykırı olur. Bu sebeple, sadece çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasının miktarına ilişkin bir temyiz talebi üzerine, hükmün temyiz edilmeyen ve dolayısıyla kesinleşmiş olan kısımlarının bozulmasını doğru bulmuyorum. Sayın çoğunluk, anlaşmalı boşanmanın yan sonuçlarına ilişkin bir temyiz talebinin, anlaşmalı boşanmayı tümüyle bozduğundan hareketle, bu sonuca ulaşmaktadır ki, yukarıda açıklanan sebeple bu düşüncenin kabulüne olanak yoktur.
Dosyadaki yazılara, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, tarafların aralarında düzenledikleri protokolde, “çocuklar için nafakayı hakimin takdir etmesini” kararlaştırmış olmalarına, duruşmada da, buna uygun olarak “çocuklar için nafakayı hakimin takdirine” bıraktıklarını beyan etmiş bulunmalarına, bu yöndeki hakimin önerisine de tarafların duruşmada karşı çıkmamış olmalarına göre, davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.