Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5051
Karar No: 2017/10361

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5051 Esas 2017/10361 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/5051 E.  ,  2017/10361 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi kapsamında yapılan kadastro sırasında ... köyü 1255 parsel sayılı 8412,50 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesinde 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...’in kullanımında olduğu şerhi de verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
    Davacı, taşınmazın 4362,18 m2’lik bölümünün ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/55-777 sayılı tescil ilâmı ile oluşan Mart 1971 tarih ve 104 sayılı tapu kaydı kapsamında kaldığını, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi ile bu tür yerlerin sahiplerine iadesi imkanının getirildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu miktarı olan 4362,18 m2"lik kısmının tespitinin iptali ile kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın husumetten reddi ile dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/01/2014 tarih 2013/8397-2014/48 sayılı kararı ile;
    “Mahkemece, davanın husumetten reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulü dosyadaki delillere uygun düşmemektedir. Davalı taşınmaz, Hazine adına tesbit edildiğine ve davada Hazine aleyhine açıldığına göre, husumetin yanlışlığından bahsedilemez. Davacı tapulu olan taşınmazının, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince kedisine iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek dava açmıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/A ve 2/B maddeleri kapsamında kaldığı için tapuları iptal edilen taşınmazların tapu sahiplerine iade edilmesi kabul edildiğinden, davacının dayandığı tapu kaydının bu madde kapsamına girip girmediğinin tartışılması” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın 4362,18 m2"lik kısmı, davacıya ait iken ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/55 E. - 1970/777 K. sayılı kararı ile tesis edilen ve halen geçerli olan tapu kayıtları içerisinde kaldığından; davalı adına yapılan tespitin iptali ile iptal edilen kısmın 6292 sayılı Kanunun 7/a maddesine göre bedelsiz olarak davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulaması 17.10.1988 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. 1990 yılında aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmış, 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi uygulaması ise 03/08/2012 ila 03/09/2012 tarihleri arasında ilan edilmiştir. Genel arazi kadastrosu 16/03/1977 tarihinde kesinleşmiştir.
    Mahkemece; dava kadastro tespitine itiraz olarak nitelendirilip işin esası incelenerek hüküm kurulmuş ise de anılan karar usul ve yasaya aykırıdır. Zira, bilindiği ve 6100 sayılı HMK’da düzenlediği üzere, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir” (m.1). Keza, “mahkemenin görevli olması” dava şartlarındandır (m. 114/1-c) ve “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır(m 115/1). Ayrıca “Dava şartlarına aykırılık bulunması” aynı kanunun 371/1-b maddesinde “bozma sebebi” olarak sayılmıştır.
    6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler hakkında 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi uyarınca düzenlenen kadastro tutanağına karşı askı ilanı süresinde beyanlar hanesindeki şerhe yönelik açılacak davalarda kadastro mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuzdur. Ancak, açılan davada taşınmazın mülkiyeti talep ediliyorsa bu gibi yerlerin mülkiyet durumu daha önce kesinleşmiş olduğundan; kadastro mahkemesinin görevli olmadığının düşünülmesi gerekir.
    Somut olayda, davacı gerçek kişi, “taşınmazın 4362,18 m2’lik bölümünün ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/55-777 sayılı tescil ilâmı ile oluşan Mart 1971 tarih ve 104 sayılı tapu kaydı kapsamında kaldığını ileri sürerek tespitinin iptali ile kendi adına tespit ve tescili talepli davasını 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek 4. maddesi uyarınca düzenlenen kullanım kadastrosu tutanağının askı ilan süresi içinde açmış olup talebi mülkiyete ilişkindir.
    Mahkemece davacı yanın dayanağı tapunun dayanağı tescil ilamındaki davalı köy ile taşınmazın bulunduğu köyün farklı olduğu da dikkate alınarak tescil ilamı ve krokisinin zemine uygulanması gerekirken bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmadan dava konusu taşınmazın, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/55 E. - 1970/777 K. sayılı kararı ile tesis edilen ve halen geçerli olan tapu kayıtları içerisinde kaldığından, davalı adına yapılan tespitin iptali ile iptal edilen kısmın 6292 sayılı Kanunun 7/a maddesine göre bedelsiz olarak davacıya iadesine karar verilmişse de davacı yanın talebinin mülkiyete ilişkin olması nedeniyle görevli mahkeme, kadastro mahkemesi olmayıp genel mahkemedir. Yukarıda değinildiği üzere görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
    Belirlenen bu duruma göre mahkemenin görevsizliğine, dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde genel mahkemeye ve çekişme konusu taşınmazın; kullanım kadastrosu tutanağının kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 11/12/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi