20. Hukuk Dairesi 2017/7317 E. , 2017/10359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman vasfı ile tespit edilmiştir.
Davacı ... 03/07/2008 tarihinde ibraz ettiği dava dilekçesi ile; 17/06/1976 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak taşınmazın kendisine ait olan kısmının tespitinin iptali ile adına kayıt ve tescilini talep etmiş, davacı yargılamanın devamı esnasında 08/11/2008 tarihinde vefat etmiş, davacının mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 1 parselin fen bilirkişisi ... Karaağaç"ın 24/06/2014 tarihli raporu ve ekli krokisinde kırmızı kalem ile boyalı olarak gösterdiği 6062,60 m2"lik kısmın iptali ile ... oğlu 1931 doğumlu ..."nun verasetine istinaden toplam 352 pay kabul edilerek kararda gösterilen mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan kısmın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece çekişmeli parselin fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde kırmızı kalem ile boyalı olarak gösterdiği 6062,60 m2"lik kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği gerekçesiyle bu kısım yönünden davanın kabulü ile davacı mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece davacı tarafça dayanılan tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirilerek revizyon durumu sorulup, yapılan keşifte uygulanarak kapsamı tam olarak belirlenmemiş, taşınmazın bulunduğu yeri kapsar en eski ve tespitten 20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler getirtilerek keşifte uygulama yapılmamış, hükme esas orman bilirkişi raporunda taşınmazın eğiminin %5-20 arasında değiştiği, zirai bilirkişi raporunda eğimin değişken şekilde olup takriben %4-22 olduğu belirtilmişse de eğimin neye göre belirlendiği açıklanmamış, taşınmazın eğimi kesin olarak belirlenmemiş, çekişmeli taşınmaz dereye bitişik olduğundan yapılan keşifte jeolog bilirkişi eliyle inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığına ilişkin rapor alınmamış, davacı ..."nun mirasçıları yönünden adlarına belgesizden zilyetlik nedenine dayalı olarak taşınmaz tespiti ve kaydı yapılıp yapılmadığı tapu ve kadastro müdürlüğünden, tescil davası olup olmadığı mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırılmamış, mahkemece zilyetlikle imar ve ihya koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği de usûlünce araştırılmamıştır. Yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir orjinal kadastro paftasının ve davacı yanca dayanılan tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ve varsa krokileri, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, tapu kaydının uygulandığı tüm parseller ve komşu parsel tutanak ve dayanakları, davalı iseler dava dosyaları ve revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediğinin sorulması, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli ve tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı (... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir jeolog bilirkişi ve bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, ... Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmaz bölümünün kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak dava konusu taşınmaz bölümünün üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli, davacı yanın sunduğu tapu kaydı keşifte yansız ve yaşlı mahalli bilirkişilerce zemine uygulanıp taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve miktar fazlası bulunduğu taktirde miktar fazlası yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, sınırların doğruluğu komşu parsel malikleri ile bağ kurularak şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, tapu kayıtları başka parsellere de revizyon görmüş ise, miktar hesabında nazara alınmalı, uygulama fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek kroki ve raporda gösterilerek yapılacak uygulamada davacı yanın dayandığı tapu kaydı uymadığı taktirde zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadıkları belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; jeolog bilirkişiye taşınmazın önceden ya da halen aktif dere yatağı olup olmadığı, taşkın tehdidi altında bulunup bulunmadığı gibi hususlar ayrıntılı ve açık bir şekilde açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden ne şekilde kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği, ekonomik amaca uygun olup olmadığı konularında kesin tanık ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, davacı ..."nun mirasçıları yönünden adlarına belgesizden zilyetlik nedenine dayalı olarak taşınmaz tespiti ve kaydı yapılıp yapılmadığı tapu ve kadastro müdürlüğünden, tescil davası olup olmadığı mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırılmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.