23. Hukuk Dairesi 2013/9393 E. , 2014/3515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2011/195-2013/355
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 19.03.2011 tarihli genel kurulda kabul edilen yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço, gelir gider farkı cetveli ve denetim kurulu raporunun gerçeği yansıtmadığını, denetim kurulu raporunun kooperatif muhasebecisi tarafından okunduğunu, bazı üyelerin ikinci kez oy kullandıklarını ileri sürerek, anılan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, kooperatifin toplanan aidattan daha fazla bedelli imalat yaptığı, ikinci kez oy kullananların vekaleten oy kullandıkları, davacı iddialarının yerinde olmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Yasası"nın 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olması durumunda, toplantıda bulunan ortaklar alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için dava açabilir. Ancak, emredici kurallara aykırılık halinde genel kurul kararları mutlak butlanla batıl olacağından bu halde iptalleri için açılacak davalarda muhalefet şerhi aranmaz.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı iptalini istediği genel kurula katılmış, yapılan oylamada bazı kararlar aleyhine red oyu kullansa da, hiçbir genel kurul kararına 1163 sayılı Yasa’nın 53. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak muhalefet şerhi yazdırmamıştır. Genel kurulda alınan kararların emredici kurallara aykırı olmadığı da sabittir.
Bu durumda, mahkemece, davacının alınan kararlara muhalefet etmediği nazara alınarak, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle red kararı verilmesi doğru görülmemiş ise de, sonucu itibarıyla doğru olan kararın HUMK’nın 438/son maddesi gereğince açıklanan değişik gerekçeyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi açıklanan şekilde değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
