3. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17939 Karar No: 2017/3676 Karar Tarihi: 22.03.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17939 Esas 2017/3676 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2015/17939 E. , 2017/3676 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı ...; vefat eden ...yasal mirasçısı olduğunu, ... ölüm tarihi olan 17/09/2008 tarihi itibariyle mirasçılarına intikal eden taşınmazların dava dışı şahıslara ölümünden önce bizzat muris tarafından kiralandığını, kira sözleşmelerinin ölümden sonra da devam ettiğini, kira bedellerinin ölüm tarihine kadar muris tarafından, ölüm tarihinden sonra ise davalı tarafından tahsil edildiğini, murisin ölümünden sonra tahsil edilen kira gelirlerinden hissesine düşen miktarın kendisine ödenmediğini ve hakkına tecavüz edildiğini ileri sürerek hissesine düşen kira bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı takibe vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada ...n yasal mirasçısı olan torunları ... annesi olarak, davalının tahsil etmiş olduğu kira bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı takibe vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacının davasının kabulüne, itirazların iptali ile takiplerin aynen devamına, icra inkar tazminatı olarak icraya konulan alacağın %40"ı oranında bir miktarın da ayriyeten davalı taraftan alınıp davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-) HMK"nun 166.maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak; birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir. Somut olayda; asıl ve birleştirilen davalar için ayrı ayrı hüküm kurulmamış, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri ayrı ayrı tayin edilmemiştir (HMK. Md 297). Hal böyle olunca, mahkemece; birleştirilen dava için ayrı hüküm kurularak yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, bu ilke gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.