14. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/14280 Karar No: 2010/398 Karar Tarihi: 21.01.2009
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/14280 Esas 2010/398 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2009/14280 E. , 2010/398 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.09.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı Hazine çekişme konusu taşınmazın imar planında ticaret ve hizmet alanında kaldığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dayanılan tapu tahsis belgesi kapsamındaki yerin planda ticaret alanında kaldığı ve bedel ödenmediğinden bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Davada 20.02.1985 günlü tapu tahsis belgesine dayanılmıştır. 136 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında da davacı lehine şerh mevcut olduğu görülmektedir. Ancak, tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için; Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması, Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması, İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması, Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması, Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması, Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması. İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir, Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Özellikle taşınmazın imar planında konut alanında kalıp kalmadığı konusunda yapılan araştırma hükme yeterli değildir. Bu husus taşınmazın bulunduğu ... Belediyesinden sorulup saptanmalı ayrıca imar planına ilişkin pafta örnekleri getirtilerek yapılacak keşifte harita mühendisi bilirkişiye uygulanmalıdır. Hukukçu bilirkişinin dosya üzerinde yaptığı araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamaktadır. Bunun dışında, tahsis bedelinin ödenip ödenmediği hususundaki davacı delilleri de istenip toplanmalı, yukarıda belirtilen bütün bu konularda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemenin bütün bu yönleri gözardı ederek eksik inceleme ve araştırmayla davanın reddine karar vermesi doğru olmadığından hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 21.01.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.