16. Hukuk Dairesi 2015/17687 E. , 2017/8881 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 109 ada 1, 124 ada 1, 156 ada 16, 159 ada 31, 164 ada 20, 177 ada 8, 27, 226 ada 35, 37 ve 258 ada 34 parsel sayılı sırasıyla 1.098.17, 188.3, 1.015.85, 616.99, 183.44, 3.380.81, 901.45, 303.57, 3.425.48 ve 1.481,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek murisleri ..."dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payına yönelik dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 124 ada 1 parsel yönünden reddine, diğer parseller yönünden kabulüne, çekişmeli 124 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ... mirasçıları adına miras hisseleri oranında tesciline, 109 ada 1, 156 ada 16, 159 ada 31, 164 ada 20, 177 ada 8, 27, 226 ada 35, 37 ve 258 ada 34 parsel sayılı taşınmazların ise kadastro tespitinin ...."ın miras payı (5280 miras payı) oranında iptali ile, dava konusu taşınmazların 5280 payının ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 124 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarafların müşterek miras bırakanı ..."dan intikal ettiği, ancak üzerindeki evin davalı ... tarafından 1970"li yıllarda yapıldığı belirtilerek muhdesatın zeminden ayrılamayacağı ve muhdesatın başka kişi adına, zemininin başka kişi adına tescil edilemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine dair yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın tarafların müşterek murisi Hüseyin"den kaldığı ve Hüseyin terekesinin taksim edilmediği sabit olup, dava konusu taşınmazda davacının miras payının bulunduğu kuşkusuzdur. Bu husus mahkemenin de kabulünde ise de; mahkemece taşınmaz üzerinde davalı tarafından tespit tarihinden önce yapılan taşınmaz bulunduğu ve arzın başka kişi adına, muhdesatın başka kişi adına tescil edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 19/2. maddesi"nde "taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği" belirtildiğine göre, mahkemenin gerekçesine itibar edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; davacının miras payı yönünden davasının kabulüne, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar yönünden ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 19/2. maddesi göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2- 109 ada 1, 156 ada 16, 159 ada 31, 164 ada 20, 177 ada 8, 27, 226 ada 35, 37 ve 258 ada 34 parsel sayılı taşınmazların temyizine gelince; Temyiz, sözü edilen taşınmazlara yönelik hükmün infazının kabil olmadığına yöneliktir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların davalılar ile ortak miras bırakanları Hüseyin"den kaldığını öne sürerek miras payına yönelik dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazların kadastro tespitlerinin davacının miras payı oranında iptali ile "5280" payın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Ancak; taşınmazın tamamının kaç pay kabul edildiği hüküm yerinde gösterilmeden karar verilmesi nedeniyle hükmün infazının kabil olduğundan söz edilemez. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermek zorundadır. Mahkemece, taşınmazın tamamının kaç pay kabul edildiği, bir diğer ifade ile paydanın ne olduğu belirtilmeden 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kadastro hakimi sicil oluşturmak zorunda olduğu halde taşınmazın davacı adına tescile karar verilen paylar dışında kalan dava dışı payları yönünden sicil oluşturacak şekilde bir karar verilmemiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.