16. Hukuk Dairesi 2015/17587 E. , 2017/8880 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında..... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 102 ada 35, 168 ada 3, 6, 8, 170 ada 3, 267 ada 3 ve 6 parsel sayılı sırasıyla 5.244.00, 1.363.49, 4.572.49, 816.18, 6.907.43, 92,80 ve 446,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 102 ada 35, 170 ada 3, 267 ada 3 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... adına, 168 ada 3 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar hibe, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... ve müşterekleri adına, 168 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek murisleri .....’den intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre 102 ada 35, 168 ada 3, 6, 170 ada 3, 267 ada 3 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- 168 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyize gelince; Davacı ..., temyize konu iş bu taşınmaz ile diğer bir kısım taşınmazın müşterek murisleri ....."den intikal ettiği, mirasçılar kardeşine) muris tarafından miras payına karşılık olarak verildiğinin (hibe edildiğinin) belirtilmesi nedeni ile davacının iddiasının hibe olgusunu da kapsadığının kabulü gerekir. Buna karşın; tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar menkul mal hükmünde olup mülkiyetin geçtiğinin kabulü için bağışlandığı iddia edilen taşınmazın zilyetliğinin de muris tarafından devredildiğinin kanıtlanması zorunlu olduğu halde, dosya kapsamına yansıyan beyanlar taşınmazın zilyetliğinin devredilip edilmediği hususunda son derece yetersizdir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için, taşınmaz başında yeniden yaşlı, tarafsız ve çekişmeli taşınmazı iyi bilen mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklara muristen kaldığı sabit olan taşınmazın murisin sağlığında davacıya (ve kardeşi ..."na) bağışlanıp bağışlanmadığı ve zilyetliğin bağışlanan kişiye devredilip edilmediği, murisin ölümüne kadar ve ölümünden sonra taşınmazda kimin hangi nedenle ne şekilde zilyet olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle, tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde ise tespit bilirkişileri dinlenilerek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.