Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, müfettiş kontrolünden sonra bazı senetlerdeki imzaların ortaklarca kabul edilmediğini, ürün tesliminin de gerçekleştiğinden, senetlerin geçerliliğinin tespiti açısından 1791 sayılı ve 13.03.2002 tarihli müşterek müteselsil borç senedindeki davalının isminin karşısındaki imzaların davalıya ait olup olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı, dava konusu borç senedi asıllarındaki imzaların hiçbirinin kendisine ait olmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ile tüm dosya kapsamına göre; hukuki yararın dava şartı olduğu ve dava boyunca devam etmesi gerektiği, davacının davayı açtıktan sonra aynı senedi icra takibine konu ettiği ve davalının itirazı üzerine takibin durduğu, bu durumda davacının tespit davasını açmakta hukuki yararının kalmadığı, açacağı eda davası niteliğindeki itirazın iptali davasında senetlerdeki imzaların davalıya ait olup olmadığının tespit edileceği, davacının davada hukuki yararı kalmadığı, hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 13.03.2002 tarihli müşterek ve müteselsil borç senedindeki imzanın davalıya aidiyetinin tespitine ilişkindir. Dava konusu senetteki imzanın davalıya aidiyetinin tespiti davası devam ederken, davacının aynı senede dayanarak davalı borçlu hakkında ilamsız icra takibi yapması, davacının tespit davasındaki hukuki yararını ortadan kaldırmaz. Bu husus gözardı edilerek, senetteki imzanın aidiyetinin, itiraza uğrayan ilamsız icra takibine karşı açılacak itirazın iptali davasında tespit edilebileceği ve davada hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.