8. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/8900 Karar No: 2019/1362 Karar Tarihi: 12.02.2019
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/8900 Esas 2019/1362 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2018/8900 E. , 2019/1362 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Tapu İptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
..K. A R A R
Asıl davada davacı, maliki olduğu 14 ada 18 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünde davalının hak iddia edip tasarrufuna engel olduğunu ileri sürererek elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, muaraza çıkarılan bölümün eskiden iki taşınmaz arasında sınır olduğunu belirterek asıl davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada bu kısma yönelik tapu kaydının iptali ile asıl dava davacısının elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ihtilafa konu alanın taşınmazlar arasında sınır olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davalının elatmasının önlenmesine, birleştirilen davanın da kabulü ile dava konusu alanın davacı taşınmazından ifrazı ile su arkı olarak terkinine, geriye kalan kısmın davacı adına tesciline dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava tapu iptali ile elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, fındık bahçesi niteliğindeki 104 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı bulunduğu, taraflar arasında dava konusu edilen kısmın 40 m² büyüklüğünde ve davacıya ait 18 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu edilen alana davalının muaraza çıkarmak suretiyle elattığı tespit edilerek asıl davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur. Ne var ki, birleştirilen davada, davacı – asıl dava davalısının çekişmeli kısmın eskiden taşınmazlar arasında sınır olduğu ve davacı taşınmazına dahil olmaması gerektiğini ileri sürmüş ve bu gerekçe ile tapunun iptaline karar verilmesini istemiş ise de davacının tescil isteği bulunmadığı gözetilerek birleştirilen davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı açıktır. Hal böyle olunca birleştirilen davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, Kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.