18. Ceza Dairesi 2017/547 E. , 2017/6284 K.
"İçtihat Metni"KARAR
İmar kirliliğine neden olma suçundan sanıklar ... ve ... hakkında yapılan yargılama sonunda verilen mahkumiyet kararına dair, Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22/05/2014 tarih ve 2013/79 esas, 2014/292 sayılı kararın sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine,
I- Dairemizin 14/12/2015 tarih ve 2015/15057 esas, 2015/13359 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargılamaya konu deponun üstünün açık olması ve alan kazanımının söz konusu olmaması karşısında, yapılan yapının 3194 sayılı kanunun 5. maddesinde tanımı yapılan bina vasfında olmadığı, bu sebeple suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine” 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
II- Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04/05/2016 tarih ve 2016/130 esas, 2016/430 sayılı direnme kararında;
“Sanıklar hakkında mahkememizce yapılan yargılama sonucu 22/05/2014 tarih karar ile 2013/79 esas 2014/292 karar sayılı karar ile atılı suçtan cezalandırılmalarına karar verilmiş kararın sanıklar müdafince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18.Ceza Dairesinin 14/12/2015 tarihli ilamı ile "vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;Yargılamaya konu deponun üstünün açık olması ve alan kazanımının söz konusu olmaması karşısında, yapılan yapının 3194 sayılı kanunun 5. maddesinde tanımı yapılan bina vasfında olmadığı, bu sebeple suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA," karar verilmiş ise de, yapılan inşaatın bina vasfında olması nedeniyle usul ve yasaya uygun bulunduğu kanaatiyle mahkememizin 22/05/2014 tarihli kararında direnilmesine, buna göre;
Sanıklar ..., ... "ın hakkında 22/05/2014 tarihli karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ... ile birlikte iştirak halinde ... İlçesi... mahallesi...Sokak No. 6/1"de bulunan mevcut iş yerine 7x5 metre ebatlarında 5 metre yüksekliğinde kapalı alan oluşturdukları sırada, bu durumun görevlilerce 14/11/2011 tarihinde tespit edildiği sanıkların daha sonra bu yapıyı tamamladıkları, Osmangazi Belediyesinden herhangi bir ruhsatta almadıkları ve eski halede getirmedikleri halen kullandıkları,
Sanıklar ..., ..."ın savunmaları Bursa ... İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Yapı Kontrol Bürosunun 14/11/2011 tarihli yapı tesbit ve tatil zabtı ... İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün bu yere yapı ruhsatı verilmediğine dair 10/12/2013 tarihli yazısı07/03/2014 tarihli keşif tutanağı ve keşifte dinlenilen bilirkişi Hasan ULUDAĞ"ın 10/03/2014 tarihli raporu, sanıklara ait nüfus ve sabıka kayıtlarından anlaşılmış olup,
Sanıklar ... ve ..."ın bu eylemlerinin TCK.nın 184/1 maddesi kapsamında herhangi bir yapı ruhsatiyesi almaksızın ruhsatsız olarak bina yapma ve imar kirliliğine neden olmak suçunu oluşturduğu kabul edilmiş, kabul edilen bu suç için sanıkların içinde bulunduğu hal şahsi ve sosyal durumu dikkate alınarak maddedeki hapis cezasının alt sınırı uygulanılarak ceza tayinine gidilmiş olup, sanıklar ... ve ..."un daha önceden suç işlemeye olan eğilimleri dikkate alındığında bir daha suç işlemeyeceği yolunda mahkememizde olumlu bir kanaat oluşmadığından, sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasına gidilmemiş olup, sanıklara verilen şahsi hürriyeti bağlayıcı cezanın sanıkların şahsi ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 30 TL den hesaplanarak 9.000.00 TL adli para cezasına çevrilerek cezalandırılması cihetine gidilmiş olup,
Her ne kadar sanıklar savunmalarında söz konusu yapının yapılması aşamasında iş yerinde olmadıkları bu sebeple yapılan yapıyı kendileri dışında diğer sanıkların yaptığı şeklinde savunmada bulunmuş iseler de özellikle sanık ..."ın 02/01/2013 tarihinde Van Cumhuriyet Savcısı ..."a vermiş olduğu beyanında "... Tekstil Şirketi isimli iş yerini ben babam ve ağabeyim ... birlikte işletmekteyiz ismetiye mahallesinde bulunan iş yeri benim üzerime kayıtlıdır. Bu nedenle ağabeyim ... benim yaptırdığımı söylemiştir. Kaçak yapıyı babam ve ağabeyim yaptırmıştır." şeklindeki beyanları da dikkate alındığında sanıkların suçtan kurtulmaya yönelik olarak birbirlerine suç isnatında bulundukları söz konusu işletmenin ve kaçak yapının sanıklar tarafından iştiraken yapıldığı mahkememizce kabul edilerek bu savunmalarına itibar edilmemiş olup, bu yönde mahkememizde oluşan vicdani kanaat ile sanıkların aşağıdaki şekilde cezalandırılmalarına karar verilerek hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçeyle, Dairemizin 14/12/2015 tarih, 2012/33307 esas, 2014/25449 sayılı kararına direnildiği görülmektedir.
III- DEĞERLENDİRME
02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14.12.2016 tarih, 2016/1215 Esas ve 2016/1747 sayılı Kararı ile dosya Dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla;
Somut olayda; sanıkların sahibi oldukları şirkete ait bir işyerinin içine ruhsatsız olarak 7x5 metre boyutlarında ve 5 m yüksekliğinde üstü açık betonarme bir depo yapıldığı, bahse konu imalatın TCK’nın 184.maddesi kapsamında suç oluşturduğu iddiasıyla dava açıldığı, dosya kapsamında yargılama aşamasında keşif işlemi icra edildiği, inşaat mühendisi bilirkişiden alınan raporda suça konu imalatın üzeri açık likit madde deposu olarak yapıldığı ve bina vasfında bulunmadığın belirtildiği, yerel Mahkemece mahkumiyet hükmü kurulduğu, Dairemizce suça konu imalatın bina vasfında bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararı verildiği, yerel Mahkemece direnme kararı verilerek mahkumiyet hükmü kurulduğu görülmektedir.
TCK’nın 184/1.maddesinde; “Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunu"nun 5. maddesinde bina kavramının, "kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır" biçiminde tanımlanması, 21. maddesinde de diğer yapılarla birlikte binaların da ruhsata tabi kılınması ve 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 21/3. maddesine göre "derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir". Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği"nin 14 ve 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği"nin 16. maddesine göre esaslı tadilat, "yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen ve/veya inşaat alanını ve ruhsat eki projelerini değiştiren işlemler" şeklinde tanımlanarak, esaslı tadilatın, ruhsata tabi olduğu ifade edilmiştir.
İncelenen somut olayda; suça konu imalatın betonarme dört duvar olarak 5 metre yüksekliğinde üzeri açık likit deposu olarak yapıldığı, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5.maddesinde belirtildiği üzere, bina vasfını taşımadığı, bu suretle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, yerel Mahkemece mahkumiyet hükmü kurularak direnme kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu değerlendirilmekle;
IV- KARAR
Yukarıda açıklanan ve Dairemizin 14/12/2015 tarih, 2015/15057 esas, 2015/13359 sayılı kararındaki gerekçeye göre Yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, 6763 sayılı Yasanın 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307/3. maddesi hükmüne göre dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 22.05.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.