Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7081
Karar No: 2019/2191
Karar Tarihi: 21.03.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/7081 Esas 2019/2191 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/7081 E.  ,  2019/2191 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    KARAR
    A)Davacı İstemi:
    Davacı vekili; müvekkilinin, 01.08.1983 tarihinde ... Metal Kaplama Kom. Şti. İsimli işverene ait ... sicil nolu işyerinde ... sigorta sicil numarasıyla işe giriş yaptığını, işveren tarafından işe giriş bildirgesi usulune uygun verildiği halde müvekkilinin imzasını taşıyan işe giriş bildirgesinde doğum tarihinin 1970 olduğu halde 1954 olarak yazıldığı ve kurum kayıtlarında da bu şekilde işlendiği akabinde müvekkilin isminin ... olarak bildirgede gözükse de ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 08.02.1990 tarih 1989/152 E.- 1990/14 karar sayılı kararı ile ... olarak değiştiği, davacının bu işyerindeki hizmet bilgilerinin güncellenmesi için kuruma yaptığı başvuru ise 26.05.2015 tarihli cevabi yazı ile ... Nüfus Müdürlüğü ile yapılan yazışmalar sonucunda ... oğlu ... adında bir kayda rastlanılmadığından ... sigorta sicil nolu işe giriş bildirgesindeki 1954 doğum tarihi ile 03.01.1970 doğum tarihi uyuşmaması nedeniyle kimlik bilgilerinin güncellenemediğinin kendisine bildirildiğini beyanla; Kurum kayıtlarında 1954 doğumlu olarak görünen ..."nün müvekkili ... olduğu, 03.01.1970 doğumlu olan davacının 506 sayılı Yasa"nın 60/G maddesi de dikkate alınarak 03.01.1988 tarihinden itibaren sigortalı sayılması gerektiğinin tespitini istemiştir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı Kurum vekili; davacının adı geçen işyerinde 01.08.1983 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesi verilmediğinden sigortalı çalışmasının tespitine dair talebinin hak düşürücü süreye uğradığı, sigortalılıktan söz edebilmek için çalışmanın varlığının 506 sayılı Yasa"nın 79/8. Maddeye dayalı sigortalılığın tespiti davalarında Yargıtay"ın kabul ettiği ilkelere göre belirlenmesi gerektiğini,gerçek çalışma olgusu kanıtlandıktan sonra karar verilmesi gerektiğini, sigorta kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin yanlış yazıldığı yönündeki iddianın aydınlatılması için nüfus idaresine yazı yazılarak aynı kişi olup olmadığının sorulması , yapılan çalışmaların iddia sahibine aidiyeti ve düzeltilmesi davalarında yazılı delillerle geçerliliği kabul edilen belgelerin aksinin tanık sözlerinden ayrı kuşkuya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gerektiğini ,yasal hasım olduğundan dava masraflarından sorumlu tutulmamasını, yersiz ve haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    ...Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 20.01.2016 tarih, ... varide sayılı yazısı ekinde davacıya ait hizmet döküm cetveli gönderilmiştir.... oğlu, 03.01.1970 ... doğumlu, ...’nün ilk kez ... sicil sayılı dosyada işlem gören işyerinden verilen 16.03.1993 tarihli işe giriş bildirgesine istinaden ... sigorta sicil numarasında tescil edildiği, 04.09.1995 tarihinde memuriyete başladığı ve ... 4c sicil numarası ile aktif çalışan sigortalı olduğu görülmüştür.... Sosyal Güvenlik Merkezi’nin davacıya hitaben yazdığı 26.05.2015 tarih, ... sayılı yazısında; “ ... sigorta sicil numaralı dosyanın tetkikinde, 01.08.1983 giriş tarihli ilk işe giriş bildirgesinde sigortalı adı soyadı ..., babadı ..., doğum yeri ... , doğum tarihi 1954 olarak bildirilmiştir. ... Nüfus Müdürlüğü ile yapılan yazışmalar sonucunda, ... oğlu 1954 doğumlu ... adında bir kayda rastlanılmamıştır denilmiş ise de ... sigorta sicil numaralı işe giriş bildirgesindeki 1954 doğum tarihi ile 03.01.1970 tarihli doğum tarihiniz uyuşmazlığı tespit edildiğinden kimlik bilgileri adınıza güncellenmemiştir.” denilmiştir. Ekinde yer alan işe giriş bildirgesinin tetkikinde, Kurumda 67141 sicil sayılı dosyada işlem gören ... Sokak ... adresindeki ... Metal Kaplama Kom. Şti tarafından ... adına düzenlenen , imzalı işe giriş bildirgesinde sigortalının adı ..., baba adı ..., doğum tarihi 1954 doğum yeri ... olarak yer almıştır. ...Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce gönderilen 06.12.2016 tarihli yazı ekinde ...’ye ait sigortalı kimlik bilgileri ve hizmet cetveli gönderilmiştir. ... sigorta sicil numaralı , ... oğlu, ... 01.07.1954 doğumlu ...’nün ilk işe giriş tarihinin 01.08.1983 olduğu, Kurumda ... sicil sayılı dosyada işlem gören işyerinden verilen 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesine istinaden sigortalılığının başladığı, bu işyerinde 01.08.1983-23.09.1983 , 01.07.1985-07.10.1985, 01.08.1986-30.09.1986 , 01.08.1987-31.12.1988 tarihleri arasında fasılalı olarak toplamda 719 gün çalışmasının bildirildiği görülmüştür. ... Sosyal Güvenlik Merkezince 13.05.2016 tarih, ... sayılı yazısıyla , ... ve ... oğlu, 1970 ... doğumlu, ... tarafından imzalı 16.03.1993 tarihli , .../... adresinde kurulu, , Kurumda ... sicil sayılı dosyada işlem gören ... Pazarlama ve Ticaret AŞ ünvanlı işyerince verilen işe giriş bildirge aslı gönderilmiştir. ... adına bu işyerinden 16.03.1993- 03.05.1993 tarihleri arasında toplam 48 gün çalışma bildirilmiştir. ...Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce gönderilen 27.05.2016 tarihli yazı eklerinden; Kurumda ... sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler Sanayi ve Ticaret ünvanlı , ...adresinde kurulu, metal kaplama imalatı mahiyetli işyerinin 01.08.1973 tarihinde kanun kapsamına alındığı, dönem bordrolarının gönderildiği görülmüştür. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.07.2016 tarihli yazısı ekinde gönderdiği 30.04.1990 tarihinde kesinleşen 1989/152 Esas, 1990/14 Karar sayılı kararın tetkikinde; davacısının ..., davalısının ... Nüfus Müdürlüğü olduğu, davacının ... olan isminin ... olarak tahsis edilmesi talebi ile dava ikame edildiği, 08.02.1990 tarihli kararla, davanın kabulü ile ... İli ... İlçesi ... Köyü Sayfa 35 ve 116 kütük sırasında nüfusa kayıtlı bulunan, ... ve ...’dan olma 03.01.1970 doğumlu ...’nün ... isminin ... olarak düzeltilmesine ve tashihine karar verilmiştir. ... İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 11.11.2016 tarihli yazısında, MERNİS kayıtlarının tetkikinde ... adında tek bir kayda rastlanıldığını, şahsın 1956 doğumlu olduğu bildirilmiştir. Ekli nüfus kayıt örneğinde , ... TC Kimlik numaralı, ... ve ... oğlu, ... 02.01.1956 doğumlu ... yer almaktadır.
    ... İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 03.05.2017 tarihli yazısında, ... TC Kimlik numaralı ...’nün ... İli ... İlçesi nüfusuna kayıtlı olduğu, adı geçenin oğlu 15.06.1998 doğumlu Kağan Akülkü’nün doğum belgesinin aslının ... İlçe Nüfus Müdürlüğünden istenilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ekte yer alan nüfus kayıt örneğinde, ... TC Kimlik numaralı ...’nün baba adı ... , ana adı ..., doğum yeri ..., doğum tarihi 03.01.1970 olarak yer almakta, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.02.1990 tarihli tarihli kararı ile adı ... iken ... olduğu ve kaydın düzeltildiği bilgisine yer verilmiştir. Davacının imza asıllarını içeren kayıtlar celbedilmiş olup 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesindeki sigortalı adına atılmış imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda Adli Tıp Uzmanı Bilirkişi ...tarafından düzenlenen 15.09.2017 tarihli kök rapor ve 23.11.2017 tarihli ek raporun incelenmesinde; 01.08.1983 işe başlama tarihli, 10.072.670 sigorta sicil nolu , ... oğlu, 1954 doğumlu ... adına düzenlenmiş sigortalı işe giriş bildirgesindeki sigortalı ( ... ) adına atılmış imzanın davacı ...’nün eli ürünü olduğunun kabulü gerekeceği, 16.03.1993 işe başlama tarihli, 34.02.1993.06460 sigorta sicil nolu, ... oğlu, 1970 doğumlu ... adına düzenlenmiş sigortalı işe ilk giriş bildirgesindeki sigortalı adına atılmış imzanın davacı ...’nün eli ürünü olduğu görüş ve ve kanaati bildirilmiştir.Tanık beyanları: ... Asliye Hukuk Mahkemesince 2016/45 Talimat sayılı dodsyada 15.04.2016 günlü duruşmada dinlenilen tanık ... ; “ davacının dayısı olduğunu, davacının 1970 doğumlu olduğunu, davacının önceki adının ... olduğunu, sonra ismini Mahkeme kararıyla ... olarak değiştirdiğini, ...’in küçük yaşta 1982 ya da 1983 yılında sigortalı çalışmaya başladığını, ... Metal Kaplama şirketinde işe girdiğini, yaklaşık 3-4 yıl çalıştığını, bu şirkette kendisinin o dönemde yönetici olarak çalıştığını ve davacının işe girişini yaptıklarını” beyan etmiştir.27.04.2016 günlü duruşmada dinlenen davacı tanığı ... ; “ davacının teyzesi olduğunu, davacının 1982-1983 yıllarında kendisinin yanında kaldığını, davacının önce isminin ... olduğunu, sonra ... olarak değiştirdiğini, davacının işyerine bir iki defa gittiğini, ... Metal Kaplama işyerinin erkek kardeşinin işyeri olduğunu, ...’in orada çalıştığını, davacının ... MetaL Kaplamada çalıştığını, davacının sonrasında okuyup öğretmen olduğunu” beyan etmiştir. Sayın Mahkemece 29.06.2016 günlü duruşmada dinlenen bordro tanığı ... ; “ ... Metal Kaplama işyerinde annesinin çalıştığını, kendisinin ise 1980-1981 gibi işe başladığını, 1986 yılında askere gittiği tarihe kadar kromaj bölümünde vardiyalı olarak çalıştığını, huzurdaki davacıyı tanıdğını, ismini ... olarak bildiğini, kendisinin patronun yeğeni olduğunu, kendisinden sonra işe girdiğini, gündüz vardiyasında birlikte uzun süre çalıştıklarını, davacının kromaj, polisaj, çinko bölümlerinde hatta kamyona yükleyip götürülmesinde çalıştığını, fiilen çalışmasına şahit olduğunu, davacıyı ... olarak bildiğini, ... isminde o dönemde çalışan olmadığını, davacının nüfus kaydındaki adının ... olduğunu sonradan öğrendiğini, davacıyla emsal olduklarını , kendisinden büyük olmadığını ”, bordro tanığı ... ; “ ... Metal Kaplama işyerinde 1979-1983 tarihleri arasında çalışıp ara verdikten sonra 1991 senesinde 3 ay daha çalıştığını, nikelaj kaplama kısmında çalıştığını, huzurdaki davacıyı ... olarak bildiğini, sonradan isim değişikliği yaptığını öğrendiğini,duruşma için kağıt gelince işyerinde ustabaşılık yapan arkadaşını aradığını, ... isimli kişinin ... olduğunu öğrendiğini, ...’ın kendi çalıştığı dönemde ayakçılık yaptığını, çalışma tarihlerini tam hatırlamadığını, işe girdiği zaman davacının 16-17 yaşlarında olduğunu, davacının ...’lı olduğunu hatırladığını”, bordro tanığı ... ; “ ... Metal Kaplamada 1976 senesinden beri çalıştığını, patron Hayrettin Bey vefat ettikten sonra şirket ünvanının ... Yüzey İşlem şirketi olduğunu, kendisinin polisajcı olduğunu, huzurdaki davacıyı ... olarak bildiğini, uzun yıllar geçtiğinden davacının çalışma tarihlerini tam hatırlayamadığını, davacının patron ... Bey’in yeğeni olduğunu, davacının yaşça kendisinden küçük olduğunu, davacının fiilen çalıştığına şahit olduğunu, davacının hangi yıl işe girdiğini hatırlamadığını ancak kendisinden sonra işe girdiğini” beyan etmişlerdir.
    27.10.2016 günlü duruşmada dinlenen bordro tanığı ... ; “ 1980’den 1983 yılında askere gidene kadar ... Metal Kaplama şirketinde polisaj kısmında çalıştığını, o zamanlar genç biri olduğunu, bu kişinin patronun akrabası olduğunu, bu kişi ile aynı bölümde çalışmadıklarını ancak bu kişinin davacı olabileceğini, adını hatırlamadığını” beyan etmiştir.Dava, davacının dava dışı ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler Sanayi ve Ticaret ünvanlı, Kurumda ... sicil sayılı dosyada işlem gören işyerinde ... sigorta sicil numarası ile 01.08.1983 tarihinde işe başladığının kabulü ile Kurum kayıtlarındaki 1954 olan doğum tarihinin 1970 olarak düzeltilmesinin, davacının 03.01.1988 tarihinde sigortalı sayılması gerektiğinden emekliliğe esas işe giriş tarihinin 03.01.1988 olduğunun tespiti talebine ilişkindir.Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinde, ... TC Kimlik numaralı ...’nün baba adı ... , ana adı ..., doğum yeri ..., doğum tarihi 03.01.1970 olarak yer almakta olup davacı ...’nün ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/152 Esas, 1990/14 Karar sayılı, 30.04.1990 tarihinde kesinleşen kararına göre, ... olan isminin ... olarak düzeltilmesine ve tashihine karar verildiği dosya içeriği ile sabittir.Davacı adına Kurum kayıtlarında iki ayrı işe giriş bildirgesi ve iki ayrı sigorta sicil numarası mevcuttur. Şöyle ki; ... sigorta sicil numarasında kayıtlı , ... oğlu , ..., 01.07.1954 doğumlu ...’nün Kurumda ... sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler Sanayi ve Ticaret ünvanlı işyerinden verilen 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesine istinaden sigortalılığının başladığı, bu işyerinde 01.08.1983-23.09.1983, 01.07.1985-07.10.1985, 01.08.1986-30.09.1986 , 01.08.1987-31.12.1988 tarihleri arasında fasılalı olarak toplamda 719 gün çalışmasının bildirildiği görülmüştür. Bu işe giriş bildirgesinde, ...’nün baba adı ..., doğum yeri ..., doğum tarihi 1954 olarak yer almaktadır. Davalı Kurum , bu çalışmaların ve sigorta sicil numarasının davacıya ait olmadığını kabul etmektedir. ... sigorta sicil numarasında kayıtlı, ... oğlu, ... 03.01.1970 doğumlu ...’nün Kurumda 199256 34 sicil sayılı dosyada işlem gören ...Pazarlama ve Ticaret AŞ ünvanlı işyerinden verilen 16.03.1993 tarihli işe giriş bildirgesi mevcut olduğu ve bu işyerinden 16.03.1993-03.05.1993 tarihleri arasında toplam 48 gün çalışmasının bildirildiği görülmüştür. Bu işe giriş bildirgesinde, ...’nün baba adı ..., ana adı ..., doğum yeri ..., doğum tarihi 1970 olarak yer almaktadır.
    Söz konusu dava; 01.08.1983 işe başlama tarihli ise giriş bildirgesinde doğum tarihinin tespiti ile sigorta kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir.Davacı taraf , her ne kadar bu işe giriş bildirgesindeki doğum tarihinin hatalı olduğunu iddia etmişse de doğum yeri de “...” değil “...” olarak yazılmıştır. Somut olayda işe giriş bildirgesindeki hüviyette davacı dışında bir şahsın tescili olup olmadığı araştırılmış, işe giriş bildirgesindeki imza yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, aynı işyerinde bu dönemde davacı ile birlikte çalışanlar tanık sıfatıyla dinlenmiştir.Kurumda 67141 35 sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler Sanayi ve Ticaret ünvanlı işyerinden ... adına verilen 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesinin davacıya aidiyeti ile ilgili bu davada, yerleşik hale gelen Yargıtay kararları gereğince inceleme yapılmış olup 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesindeki sigortalı imzasının sigortalıya aidiyeti bakımından ehil bilirkişi marifetiyle aidiyet incelemesi yaptırılmış, Adli Tıp Uzmanı Bilirkişi ...tarafından düzenlenen 23.11.2017 tarihli ek raporun incelenmesinde; 01.08.1983 işe başlama tarihli, 10.072.670 sigorta sicil nolu , ... oğlu, 1954 doğumlu ... adına düzenlenmiş sigortalı işe giriş bildirgesindeki sigortalı ( ... ) adına atılmış imzanın davacı ...’nün eli ürünü olduğunun kabulü gerekeceği bildirilmiştir. 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesindeki hüviyette davacı dışında bir şahsın tescili olup olmadığı Nüfus Müdürlüğü nezdinde araştırılmış olup ... oğlu, 1954 doğumlu ... adında bir kayda rastlanılmadığı belirlenmiştir. Sayın Mahkemece ifadesine başvurulan tanıklar ve bordro tanıkları, Kurumda 67141 35 sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler Sanayi ve Ticaret ünvanlı işyerinde ... ( ... ) ...’nün 01.08.1983 tarihinde ve devamında çalıştığını doğrulamışlardır. Tüm bu toplanan deliller karşısında nihai takdir Sayın Mahkemenize ait olmakla birlikte, Kurumda ... sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler Sanayi ve Ticaret ünvanlı işyerinden verilen 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesinin davacıya ait olduğu , aidiyet tespiti istenen çalışmaların gerçekte ... TC Kimlik numaralı, baba adı ... , ana adı ..., doğum yeri ..., doğum tarihi 03.01.1970 olan, ... olan ismi ... olarak değiştirilen davacı ...’ye ait olduğu , Kurum kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Davacı taraf aynı zamanda ilk işe giriş tarihinin 03.01.1988 olduğunun tespitini de talep etmiştir. Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay’ın yerleşik hale gelen kararlarında da vurgulanmıştır. 506 Sayılı Yasa"nın 6. maddesinde, "çalıştırılanlar, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olurlar, sigortalılar ile işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlülükleri sigortalının işe alındığı tarihten başlar" denilmektedir. Davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarihte yaklaşık 13 yaşında olduğu, çırak olabileceği akla gelmekte ise de,söz konusu işe giriş bildirgesinde çırak ibaresinin bulunmaması, bordro tanıklarının davacının fiilen işe katkıda bulunduğu beyanları karşısında davacının 01.08.1983 tarihindeki fiilen çalıştığı iddiasının gerçeği yansıtmış olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki 506 sayılı Kanunun 60.maddesinde 2422 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile yapılan değişiklikle“18 yaşından önce Malûllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir” hükmü getirilmiş olup, madde hükmü 08.03.1981 tarihli Resmi Gazetenin 17273 sayısında yayımlanarak 01.04.1981 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş, bahse konu hükme göre 01.04.1981 tarihinden sonra sigortalı olan kişilerin sigortalılık başlangıcının, sigortalının 18 yaşını doldurduğu tarih olarak esas alınması gerekmektedir. Bu nedenle, 1 Nisan 1981’den sonra 18 yaşını doldurmadan SSK’lı olan davacının sigortalılık başlangıç tarihinin de doğum tarihi olan 03.01.1970 tarihine göre,18 yaşını doldurduğu 03.01.1988 olduğunun kabul edilmesi , bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilmesi.gerekecektir. Kurumda 67141 35 sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler Sanayi ve Ticaret ünvanlı işyerinden ... sigorta sicil numaralı ... adına verilen 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesinin ... TC Kimlik numaralı, baba adı ... , ana adı ..., doğum yeri ..., doğum tarihi 03.01.1970 olan, ... olan ismi ... olarak değiştirilen davacı ...’ye ait olduğu , Kurum kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, kanaatine varılmıştır. Buna göre;.. TC Kimlik numaralı, 03.01.1970 doğumlu davacı ...’nün Kurumda ... sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler Sanayi ve Ticaret ünvanlı işyerinden verilen 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesine göre anılan işyerinde 01.08.1983 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle çalışmaya başladığı, ancak hizmet başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 03.01.1988 tarihi olduğu, kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
    HÜKÜM:
    Davacının davasının KABULÜNE,
    Davacının 67141,35 sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler San.Tic Ünvanlı iş yerinden verilen 01/08/1983 tarihli işe giriş bildirgesine göre iş yerinde 01/08/1983 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak işe başladığının tespiti ile hizmet başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 03/01/1988 tarihi olarak TESPİTİNE karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    ... Başkanlığı vekili; karar tesis edilirken, Yargıtayın kararlılık kazanan son uygulamaları ışığında gerekli kanıtlar toplanmaksızın, eksik incelemeye dayalı karar verildiğinden yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Davacının çalıştığını iddia ettiği 67141.35 sicil sayılı dosyada işlem gören ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler San. Tic. Ünvanlı işyerinde 01.08.1983 günü çalışılmaya başlandığı yönünde 31.08.1983 tarihinde Kuruma işe giriş bildirgesi verildiği, buna göre; 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamında ... sicil numarasıyla sigortalılık kayıt ve tescilinin; " Adı: ... Baba adı: ..., Doğum Tarihi: 1954, Doğum Yeri:... " olarak gerçekleştirildiği ve bu işyerinde aralıklı olarak 01.08.1993 - 23.09.1983, 01.07.1985 - 07.10.1985, 01.08.1986 - 30.09.1986, 01.08.1987 - 31.12.1987 tarihleri arasında bildiriminin yapıldığı, bu sicil numarasının bir işyerinde daha kullanıldığı belgelerden anlaşılmaktadır.
    Davacının, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 30.04.1990 tarihinde kesinleşen 08.02.1990 tarih, 1989/152 E.- 1990/14 karar sayılı kararı ile ... ili ... ilçesi ... köyü nüfusuna kayıtlı bulunan 03.01.1970 doğumlu ..."nün isminin ... olarak değiştirildiği; yine mahkeme tarafından yapılan araştırmada; ... İlçe Nüfus Müdürlüğü"nün 11.11.2016 tarihli yazısında Mernis kayıtlarına göre, ... adında tek bir kaydın bulunduğu, bu şahsın da kimlik nosu bildirilerek ... ve Saliha oğlu ,... 02.01.1956 doğumlu olduğu belirtilmiştir.
    Davacının isim tashihi akabinde 16.03.1993 tarihli işe giriş bildirgesine istinaden ... sicil numarası aldığı ve 04.09.1995 tarihinde memuriyete başladığı ve sigortalı çalışan olduğu görülmektedir.Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanun"un 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacakları, 6. maddesinde, çalıştırılanların, işe alınmalarıyla kendiliğinden “sigortalı” olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiş, 108. maddesinde, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarih olduğu açıklanmıştır.
    Buna göre zorunlu sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanun"un 2. maddesine göre taraflar arasında hizmet akdi (iş sözleşmesi) ilişkisinin kurulması ve 6. maddesi gereğince çalışmaya başlanılması ile kazanılmakta olup anılan olgulardan herhangi birinin yokluğunda sigortalılıktan söz edilemez. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin aidiyetinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında inceleme konusu davayla ilgili olarak toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, bildirgede davacının "Saim" yerine adının "..."; doğum tarihinin "1970" yerine "1954" yazılmış olması nedeniyle davalı işveren tarafından yapılan bildirimlerin davacıya aidiyeti Kurum tarafından kabul edilmemekle birlikte, Nüfus Müdürlüğü"nden yapılan araştırmada, 1954 doğumlu ... isminde kişi kaydının bulunmaması, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla bildirimleri yapılıp tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulan sigortalıların ve işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olduğunun imza incelemesi ile belirlenmesi karşısında, taraflar arasındaki çekişme konusu ilk işe giriş bildirgesinin ve bu bildirgeye dayalı olarak davalı işveren tarafından yapılan bildirimlerin davacıya aidiyetinin kanıtlandığı belirgin bulunmakla, ilk işe giriş tarihlerinde hizmet akdine tabi çalışma olgusunun davacı yönünden gerçekleştiğinin, ..., olarak bildirilen hizmetlerin davacıya ait olduğunun kanıtlandığı belirgin bulunmakla,...sicil numaralı işyerinden ilk işe giriş tarihiyle verilen işe giriş bildirgesindeki doğum tarihinin 03.01.1970 olarak düzeltilmesi ve bu işe giriş bildirgesinde yazılı ... sigorta sicil numarasıyla bildirilen günlerin davacı adına mal edilmesine yönelik mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
    5510 sayılı Kanun"un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 38. maddesinde, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcının; sigortalının, mülga 5417 sayılı Kanuna, mülga 6900 sayılı Kanuna, 506 sayılı Kanuna, 1479 sayılı Kanuna, 2925 sayılı Kanuna, bu Kanunla mülga 2926 sayılı Kanuna ve 5434 sayılı Kanuna, 506 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceği, bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edileceği, aylık bağlama işlemlerinde dikkate alınan sigortalılık sürelerinin, sigortalılığın başlangıç tarihi ile sigortalının aylık bağlanması için yazılı istekte bulunduğu, aylık bağlanması için istekte bulunmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasında geçen süre olduğu belirtilmiş, Geçici 6/1. maddesinde, 506 sayılı Kanuna göre 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38. maddesinin 2. fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmün uygulanmayacağı bildirilmiş, Geçici 7/1. maddesinde, bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı kanunlar ile 506 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet sürelerinin, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık sürelerinin tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirileceği açıklanmıştır.
    Bu kapsamda Geçici 81. maddenin (B) bendi uygulamasında sigortalılık süresi hesaplanırken 18 yaşın altındaki fiilen çalışmaya başlanılan gün yerine, 18 yaşın doldurulduğu tarihin esas alınması ve buna göre tabi olunacak alt bendin belirlenmesi gerekmekle bu çerçevede davacının sigortalılık başlangıcının tespitine yönelik verilen kararda sonuç itibariyle, 6100 sayılı Kanun"un 355. maddesinde yer alan, incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun kendiliğinden gözetileceği yönündeki düzenleme çerçevesinde, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı ve kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; ... Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili, karar tesis edilirken, Yargıtayın kararlılık kazanan son uygulamaları ışığında gerekli kanıtlar toplanmaksızın, eksik incelemeye dayalı karar verildiğinden
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 03.01.1970 doğumlu davacının, 01.08.1983 tarihli işe giriş bildirgesinin, 67141.35 işyeri sicil numaralı ... Metal Kaplama ve Kimyasal Maddeler San. Tic. Ünvanlı işyerinden Kuruma verildiği, ... sicil numarasıyla sigortalılık kayıt ve tescilinin; " Adı: ... Baba adı: ..., Doğum Tarihi: 1954, Doğum Yeri:... " olarak gerçekleştirildiği ve bu işyerinde aralıklı olarak 01.08.1993 - 23.09.1983, 01.07.1985 - 07.10.1985, 01.08.1986 - 30.09.1986, 01.08.1987 - 31.12.1987 tarihleri arasında bildiriminin yapıldığı, bu sicil numarasının bir işyerinde daha kullanıldığı, davacının, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 30.04.1990 tarihinde kesinleşen 08.02.1990 tarih, 1989/152 E.- 1990/14 karar sayılı kararı ile ... ili ... ilçesi ... köyü nüfusuna kayıtlı bulunan 03.01.1970 doğumlu ..."nün isminin ... olarak değiştirildiği; yine mahkeme tarafından yapılan araştırmada; ... İlçe Nüfus Müdürlüğü"nün 11.11.2016 tarihli yazısında Mernis kayıtlarına göre, ... adında tek bir kaydın bulunduğu, bu şahsın da kimlik nosu bildirilerek ... ve Saliha oğlu ,... 02.01.1956 doğumlu olduğunun belirtildiği, davacının isim tashihi akabinde ... ve ... oğlu, 1970 ... doğumlu, ... tarafından imzalı 16.03.1993 tarihli , .../... adresinde kurulu, , Kurumda 199256 34 sicil sayılı dosyada işlem gören ...Pazarlama ve Ticaret AŞ ünvanlı işyerince verilen işe giriş bildirgesinin bulunduğu,... sicil numarasını aldığı, ... adına bu işyerinden 16.03.1993- 03.05.1993 tarihleri arasında toplam 48 gün çalışma bildirildiği, 04.09.1995 tarihinde memuriyete başladığı ve ... 4c sicil numarası ile aktif çalışan sigortalı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; 01/08/1983 tarihli işe giriş bildirgesine istinaden verilen ... sigorta sicil numarasının hangi yıl serilerinden olduğunun ve nereden verildiğinin araştırılmaması, ... ve ... adreslerinde ... ve ... isimli kişilerin bulunup bulunmadığı ve varsa bu kişilerin nerelerde çalıştığına yönelik kolluk araştırması yaptırılmaması, vukuatlı açık nüfus kayıt örneklerinin Nüfus Genel Müdürlüğünden sorularak getirtilmemesi hatalı olmuştur.Mahkemece yapılacak iş, 01/08/1983 tarihli işe giriş bildirgesine istinaden verilen ... sigorta sicil numarasının hangi yıl serilerinden olduğunun ve nereden verildiğinin araştırılarak, ... ve ... adreslerinde ... ve ... isimli kişilerin bulunup bulunmadığının ve varsa bu kişilerin nerelerde çalıştığına yönelik kolluk araştırması yaptırılarak, ayrıca vukuatlı açık nüfus kayıt örneklerinin Nüfus Genel Müdürlüğünden getirtilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi