11. Hukuk Dairesi 2015/11007 E. , 2016/5255 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ........ 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2014
NUMARASI : 2013/347-2014/163
Taraflar arasında görülen davada ....... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 01/07/2014 gün ve 2013/347 - 2014/163 sayılı kararı onayan Daire"nin 25/03/2015 gün ve 2014/16259 - 2015/4167 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 13.08.2012 tarihinden itibaren M..... M..... San. ve Tic. A.Ş"nin hisselerini edindiğini, daha sonra şirketin sermayesinin %46,88"ine tekabül eden payların davalı tarafından 06.04.2012 tarihinde satın ve devir alındığını, imtiyazlı payların da devralınması nedeniyle davalının şirketin tek hakimi konumuna geldiğini ve şirketin yönetimini eline geçirdiğini, bu nedenle Çağrı Yoluyla Ortaklık Paylarının Toplanmasına İlişkin Tebliğ uyarınca diğer ortaklara şirket hisselerini satın almak üzere çağrıda bulunma yükümlülüğünün doğduğunu ve anılan tebliğ uyarınca çağrı işlemlerine hisselerin iktisap tarihinden itibaren en geç 45 iş günü içerisinde başlanması gerektiğini, davalının 10.04.2012 tarihinde SPK"na başvurduğunu ancak, çağrı fiyatının SPK tarafından belirlenmesinden sonra davalının çağrı yükümlülüğünü yerine getirmemek için kötüniyetli olarak her yola başvurduğunu, davalının bu eylemi nedeniyle müvekkilinin hisselerini borsada başkalarına daha düşük bir fiyattan satmasına neden olduğunu ayrıca, kendisi için çok daha karlı olacak bir çok yatırımdan mahrum kaldığını, davalının hem çağrı yükümlülüğünü yerine getirmediğini hem de şirketin içini boşalttığını, bu duruma daha fazla tahammül edemeyen müvekkilinin de hisselerini sattığını ve zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 03.02.2014 tarihli dilekçesi ile de, dava değerini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 63.015,00 TL olarak göstermiş ve harcı da bu miktar üzerinden ikmal etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 3,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 265,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 10/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.