MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin 84 yaşında olup, yaşlılığı ve hastalığı sebebiyle iradesinin ikna ve iğfale müsait olduğunu, davalının müvekkilinin avukatı olup, müvekkili aleyhine 110.000,00 TL bedelli bono yönünden icra takibi başlattığını, müvekkilinin böyle bir bonoyu düzenleyerek karşı tarafa vermediği gibi, davalıya da borcunun bulunmadığını ileri sürerek, bonodan dolayı borcunun bulunmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; dava dilekçesinde davacının adres bilgileri gösterilmemiş olup, bu konudaki eksikliğin giderilmesi amacıyla davacı vekiline bir hafta kesin süre verildiği, bu süre içerisinde davacı vekili tarafından adres bildiriminin yapılmış olması nedeniyle usul işlemlerine devam edilmiş ise de, davacı vekilinin verdiği dilekçede yer alan imzasının sahte olarak atıldığından bahisle davalı tarafından yapılan suç duyurusu nedeniyle ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/37029 sayılı dosyasında yapılan soruşturma sırasında davacı vekilinin 24.06.2013 tarihli dilekçesinde, uyuşmazlığa konu dilekçenin verildiği tarihte hastanede yoğun bakımda yattığını, bu sırada büroya gelen tebligatın gereği için katip ve çalışanlarının kesin süreyi kaçırmamak için dilekçeyi hazırlayarak mahkemeye sunduklarını açıkladığı, bu durumda davacı vekili tarafından kesin süre içerisinde iradesi ile verilmiş adres bildirimine ilişkin bir dilekçe bulunmadığının anlaşıldığı, her ne kadar davacı vekili tarafından bu dilekçedeki imzanın kendisine ait olmamasına rağmen dilekçedeki içeriğin beyanı olduğu kabul edilmiş ise de, bu hareket şeklinin korunmasının mümkün olmadığı, zira elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hakimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimsenin 6100 sayılı HMK.nun 95. maddesindeki eski hale getirme müessesesinden yararlanması mümkün olduğu nazara alınarak davacı vekili tarafından kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmemiş olduğu sonucuna varıldığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddesi kapsamında dava dilekçesinde bulunması gerekli olan davacı adresinin verilen kesin süre içerisinde bildirilmesi gerektiği halde adres bildirimi yapılmamış olması nedeniyle aynı kanunun 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.