10. Ceza Dairesi Esas No: 2019/8146 Karar No: 2021/4775
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/8146 Esas 2021/4775 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın konusu, uyuşturucu madde bulundurma suçuydu. Sanığa verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet kararı verildi. Ancak, tebligat işleminin usulsüz olduğu ve kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği gerekçesiyle sonraki kararların geçersiz olduğu belirtildi. Sanığın itiraz dilekçesi niteliği taşıyan temyiz istemine ilişkin yapılan incelemede, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın itiraza tabi olduğu ve yetkili merci tarafından verilmesi gerektiği kaydedildi. Kanunlar olarak ise, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi belirtilmiştir.
10. Ceza Dairesi 2019/8146 E. , 2021/4775 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İZMİR 23. Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun tebliğ yapılabilmesi için, kendisine tebligat yapılacak kimse veya belirtilen maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim etmesi ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerektiğinden, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca sanığın son bildirdiği adrese yapılan tebliğ evrakında, muhatabın adreste bulunmama sebebinin en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya sorulmadığı ve keyfiyetin de bunlardan birine haber verilmediği, bu yönüyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşıldığından; kesinleşmeyen karara ilişkin verilen sonraki karar ve işlemlerin hukuken geçersiz olduğu; sanığın 30.11.2015 tarihli temyiz isteminin, İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 01/10/2010 tarih, 2010/1173 esas ve 2010/1395 karar sayılı tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına yönelik itiraz dilekçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraza tabi olmaları nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, 19.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.