1. Hukuk Dairesi 2020/419 E. , 2021/1372 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk dairesi davacının istinaf isteminin kısmen kabulü ile kararı HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırarak; davanın, aktif husumet yokluğundan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava; ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, babası ..."ün 2202 parsel sayılı taşınmazını 13.12.2016 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiğini, ancak babasının işlem sırasında ehliyetsiz olduğunu, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/409 Esas sayılı dosyasında alınan sağlık kurulu raporunda babasının kısıtlanması gerektiğinin belirlendiğini, vasi tayini davasında vasi adayı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, henüz dava hakkı doğmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk dairesi davacının istinaf isteminin kısmen kabulüne karar vererek ilk derece mahkemesi kararını HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırmış ve davanın, aktif husumet yokluğundan reddine karar vermiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde, dava ehliyetinin, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 52. maddesinde, medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanların davada yasal temsilcileri tarafından temsil edilecekleri, 56. maddesinde, taraflardan birinin vesayet altına alınması veya kendisine yasal danışman atanması istemi mahkemece uygun bulunur veya gerekli görülürse, bu konuda kesin bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenebileceği, aynı yasanın 114/d maddesi gereğince taraf ve dava ehliyeti dava şartı ise de, 115. maddesinde başlangıçta ve dava açılırken bulunmayan dava şartının davanın devamı sırasında gerçekleşmesi halinde, davanın esasına girilerek sonuçlandırılması gerekeceği yönünde düzenlemeler bulunmaktadır. Buna göre, kişinini kendisi tarafından veya yetkili kılacağı temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapabilme yeteneği olarak tanımlanan dava ehliyeti, medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin medeni usul hukukundaki karşılığı olup davayı takip yetkisinin resen göz önüne alınması gereken bir husus olduğu kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere ehliyetsizlik, kamu düzenini ilgilendirdiğinden, Türk Medeni Kanununun 405/2 maddesi uyarınca, görevlerini yaparken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
Somut olayda, her ne kadar davacının dava tarihinde babası olan ..."ü temsil yetkisi bulunmamakta ise de; temliki yapan ve hukuki ehliyetten yoksun olduğu iddia edilen ..."ün ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/409 Esas, 2018/440 Karar saylı kararı ile TMK"nın 405. maddesi uyarınca kısıtlanmasına ve kendisine..."ün vasi olarak atanmasına karar verilmiş ve anılan karar 10.08.2018 tarihinde kesinleşmiş olup, yukarıda anılan hususlar dikkate alınmaksızın dava açan kişinin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi, uyuşmazlığın ortada bırakılması ve temlik yapan kişinin menfaatlerinin göz ardı edilmesi sonucunu doğurur nitelikte olduğu gibi, bu durum usul ekonomisi ilkesine de aykırıdır.
Hal böyle olunca, öncelikle vasi..."ün eldeki dava için TMK"nin 462/8 maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından izin almasının sağlanması ve vasinin davaya katılımının sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.03.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.