Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/739
Karar No: 2016/1929

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2016/739 Esas 2016/1929 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2016/739 E.  ,  2016/1929 K.
"İçtihat Metni"


Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Suç Tarihleri : 14/08/2014, 17/08/2014, 19/08/2014, 20/08/2014, 08/09/2014, 01/10/2014 ve 02/10/2014
(a-Sanıklar M.. ve F..yönünden 14/08/2014, 17/08/2014 ve19/08/2014
b- Sanık Y.. yönünden 17/08/2014, 19/08/2014, 20/08/2014 ve 08/09/2014
c- Sanık H.. yönünden 17/08/2014, 20/08/2014 ve 08/09/2014
d- Sanık M.. yönünden 01/10/2014 ve 02/10/2014)
Hüküm : Tek suçtan mahkûmiyet
Temyiz Edenler : Sanıkların müdafileri ile sanıklar M.., Y.. H..ve M..

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) Sanık M... hakkındaki hükmün incelenmesi:
Gerekçeli kararın başlık bölümünde suç tarihlerinin "14/08/2014, 17/08/2014 ve 19/08/2014" yerine "14/08/2014, 17/08/2014, 19/08/2014, 20/08/2014, 08/09/2014, 01/10/2014 ve 02/10/2014" olarak gösterilmesi, Mahkeme tarafından düzeltilmesi mümkün maddî hata olarak kabul edilmiştir.
Isparta 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 20.12.2012 tarihinde 2012/87 esas ve 2012/927 karar sayı ile verilen ve tekerrür oluşturan 10 ay 25 gün hapis cezası nedeniyle, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin 6 ve 7. fıkralarının uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu

olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, Başkan Vekili A.. K..."nın hükmün tekerrür yönünden bozulması gerektiğine ilişkin karşı oyu ve oyçokluğuyla
B) Sanık Y..Hakkındaki hükmün incelenmesi:
Gerekçeli kararın başlık bölümünde suç tarihlerinin “17/08/2014, 19/08/2014, 20/08/2014 ve 08/09/2014” yerine "14/08/2014, 17/08/2014, 19/08/2014, 20/08/2014, 08/09/2014, 01/10/2014 ve 02/10/2014" olarak gösterilmesi
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle,
C) Sanık H..hakkındaki hükmün incelenmesi:
Gerekçeli kararın başlık bölümünde suç tarihlerinin "17/08/2014, 20/08/2014 ve 08/09/2014" yerine "14/08/2014, 17/08/2014, 19/08/2014, 20/08/2014, 08/09/2014, 01/10/2014 ve 02/10/2014" olarak gösterilmesi, Mahkeme tarafından düzeltilmesi mümkün maddî hata olarak kabul edilmiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıkta ele geçirilen 820 TL paradan 180 TL"sinin 08.09.2014 tarihinde uyuşturucu madde satın alan H.. Y.. ve M.. D.. tarafından verildiği, kalan 640 TL"nin suçtan elde edildiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, 180 TL"nin müsaderesine ve kalan 640 TL"nin sanığa iadesi yerine tamamının müsaderesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının “10” numaralı paragrafının 3. bendinde yer alan ”Adli emanetin 2014/1519 sırasında kayıtlı 820 TL paranın uyuşturucu ticaretinden elde edildiği anlaşılmakla TCK"nun 55/1 maddesi uyarınca MÜSADERESİNE ” ibaresinin çıkarılması ve yerine “ Adli emanetin 2014/1519 sırasında kayıtlı 820 TL paranın 180 TL"sinin suçtan elde edildiği anlaşıldığından TCK"nın 55. maddesinin 1. fıkrası uyarınca müsaderesine, kalan 640 TL paranın suçtan elde edildiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığından bu paranın sanık H.."ye iadesine” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, oybirliğiyle,
D) Sanık M..hakkındaki hükmün incelenmesi:
Gerekçeli kararın başlık bölümünde suç tarihlerinin “01/10/2014 ve 02/10/2014” yerine "14/08/2014, 17/08/2014, 19/08/2014, 20/08/2014, 08/09/2014, 01/10/2014 ve 02/10/2014" olarak gösterilmesi, Mahkeme tarafından düzeltilmesi mümkün maddî hata olarak kabul edilmiştir.
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında 01.10.2014 tarihinde Y.."a 02.10.2014 tarihinde ise A.."e eroin satan sanığın cezasının, zincirleme suçla ilgili TCK"nın 43. ../...

maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle,
E) Sanık F.. hakkındaki hükmün incelenmesi:
Gerekçeli kararın başlık bölümünde suç tarihlerinin “14/08/2014, 17/08/2014 ve 19/08/2014” yerine "14/08/2014, 17/08/2014, 19/08/2014, 20/08/2014, 08/09/2014, 01/10/2014 ve 02/10/2014" olarak gösterilmesi, Mahkeme tarafından düzeltilmesi mümkün maddî hata olarak kabul edilmiştir.
Gizli soruşturmacı ancak TCK"nın 220. maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan "örgüt kurma" ve "örgütü yönetme" suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması şartıyla 139. maddede sınırlı olarak sayılan diğer suçlar için görevlendirilebilir. Bunlar dışındaki suçlar nedeniyle görevlendirilen gizli soruşturmacı "adlî kolluk görevlisi" ise kollukla ilgili kanunlar ile CMK"daki hükümlerde yer alan genel yetkisi ve görevi kapsamında olmak üzere, Cumhuriyet savcısının sözlü veya yazılı emirleri doğrultusunda delil toplayabilir. Bu nitelikte topladığı deliller hukuka uygundur. Bu nedenle, örgütlü olmayan suçlar için gizli soruşturmacı olarak görevlendirilen ve adlî kolluk görevlisi olan kişinin statüsü "adlî kolluk görevlisidir."
Adlî kolluk görevlisi tarafından düzenlenen rapor ve/veya tutanak dışında, sanığın mahkûmiyetine yeterli ve kesin delil yoksa ve sanık bu tutanak ve/veya rapora itiraz etmiş ise, adlî kolluk görevlisi tanık olarak dinlenmelidir. Adlî kolluk görevlisi, diğer tanıklar gibi kimlikleri gizlenmeden dinlenmelidir.
Sanığın, somut olaylarla ilgili isnat olunan suçları kabul etmediğini, 14.08.2014, 17.08.2014 ve 19.08.2014 tarihlerinde kimseye esrar satmadığını, tutanakta belirtilen sözleri söylemediğini savunması dikkate alınarak;
1- 14.08.2014 tarihli suçla ilgili olarak 325 ve 504 numaralı adli kolluk görevlilerinin kimlikleri gizlenmeden, sanık ve müdafiine soru sorma hakkı da tanınarak ayrı ayrı tanık olarak dinlenmeleri, sanık F.."in kendilerini yanına çağırıp “Cigara mı alacaksınız? Biz çözelim.”, diğer sanık M.."ya hitaben de “Abilerin işlerini biz çözelim, uzağa gitmesinler” deyip demediğinin sorulması,
2- 17.08.2014 tarihli suçla ilgili olarak 325 ve 504 numaralı adli kolluk görevlilerinin tanık olarak dinlenmesi, sanık F.."in seslenerek kendilerini durdurup durmadığının, diğer sanık Y..."e “Abilerimin işini çözelim, sağlam ver” deyip demediğinin ve diğer sanık Y..tarafından esrarın satılmasından sonra “Bizden zarar gelmez, çekinmeyin, buraya gelin, burası da bizim” deyip demediğinin sorulması,
3- 19.08.2014 tarihli suçla ilgili olarak 438 ve 445 numaralı adli kolluk görevlilerinin kimlikleri gizlenmeden, sanık ve müdafiine soru sorma hakkı da tanınarak tanık olarak dinlenmeleri, sanık F.."in kendilerine hitaben “Kime baktınız, ne alacaksınız, biz çözelim, şeker de var, cigarada var ”, diğer sanık M..ya hitaben de “cigara, cigara” deyip demediğinin sorulması,
Sonucuna göre, tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile ve kolluk görevlilerinden bazılarının CMK"nın 52. maddesinin 1. fıkrası ile 58. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olarak kimlikleri gizlenip birlikte dinlenmek suretiyle hüküm kurulması,


Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
20.06.2016 tarihinde karar verildi.





KARŞI OY GEREKÇESİ
(Sanık M.. hakkındaki hükümle ilgili)

Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17.04.2007 tarih ve 2007/71-98 sayılı kararına yazdığım karşı oy gerekçemde belirttiğim nedenlerle;
Tekerrür, 5237 sayılı TCK"nın birinci kitabının, üçünü kısmının, ikinci bölümünde yer alan “güvenlik tedbirleri” başlığı altındaki 58. maddesinde düzenlenmiş; aynı Kanun"un 7. maddesinde ise bir “infaz rejimi” olduğu belirtilmiştir.
Cezayı etkileyen bir neden olarak kabul edilmediğinden, gerek 1412 sayılı CMUK"nın halen yürürlükte olan 326. maddesinin son fıkrasında, gerekse 5271 sayılı CMK"nın 307.maddesinin (4) numaralı fıkrasında öngörülen “hükmün sanık lehine temyizi üzerine bozulmasından sonra yeniden verilen hükmün, öneki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz” biçimindeki kuralın kapsamı dışında kalmaktadır. Başka bir anlatımla, 5237 sayılı TCK"nın 58.maddesinin 6 ve 7.fıkralarının uygulanmaması ya da uygulanması ile ilgili hata yapılması durumunda, temyizin sanık lehine olup olmadığına bakılmaksızın hükmün bozulması gerekir.
Somut olayla ilgili olarak, tekerrür oluşturan 10 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin mahkûmiyeti nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin 6 ve 7.fıkralarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykrıdır.
Açıklanan nedenle, sanık hakkındaki hükmün bozulması gerektiği kanısını taşıdığımdan, tekerrür hükümlerinin uygulanmamasının eleştirilmesi ile yetinilerek hükmün onanması yönündeki görüşüne katılmıyorum. 20.06.2016


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi