8. Hukuk Dairesi 2017/8313 E. , 2019/1349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının İptali İstemli
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde; davacı ..."in iki farklı nüfus kaydı bulunduğu, davacının biyolojik anne ve babası olan ... ve ..."ın çocuğu olarak ... olarak nüfusa tescil edildiği, ancak anne-babası tarafından doğumdan kısa bir süre sonra ... ve ... ailesine evlatlık olarak verildiği, adı geçenlerinde sanki yeni doğmuş gibi ... ismi ile nüfuslarına tescil ettirdikleri ileri sürülerek, ... ile ..."in aynı kişi olduğunun tespiti ile işlem görmeyen ilk kayıt olan ..."a ait nüfus kaydının iptali ile ikinci kaydın (...) devamına, bu şekilde nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenmiştir.
Mahkemece, istem gibi ... ile ..."ın aynı kişi olduğunun tespiti ile ..."ın kaydının iptaline, nüfus işlemlerinin ..."in kayıtlarına aktarılmasına karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ... müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Mükerrer kayıt Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 100. Maddesinde, aynı ya da farklı dayanak belgeleri ile kişinin aile kütüklerine birden fazla kaydının yapılmış olması olarak tanımlanmış, ikinci fıkrada ise aile kütüklerine mükerrer olarak kayıt yapılmışsa, mükerrer kaydın iptal edilmesine karar verileceği belirtilmiştir.
Dava, gerçek durumu göstermeyen hatalı mükerrer nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu"nun 7. maddesine göre, resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı değildir. Bu duruma göre bir kimsenin nüfus kütüğüne birden fazla kaydedilmesi mümkün bulunmadığından, mükerrer olan kaydın iptaline karar verilmelidir. Kamu düzenini ilgilendiren böyle bir davada kayıtlardan hangisinin iptal edileceğine davacının tercih ve istemine bakılmaksızın mahkemece karar verilmelidir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden özellikle dava dilekçesi ve tanık anlatımlarından ..."ın, ... ve ..."ın çocuğu olduğu ve 04.06.1972 doğumlu olarak 15.06.1972 tarihinde beyan üzerine nüfusa tescil edildiği, aynı çocuğun evlatlık amacıyla fiilen ... ve ..."ya verildiği, adı geçenlerin de mahkeme kararı ve noter sözleşmesi olmaksızın çocuğu kendilerinden olmuş gibi beyan üzerine ... adı ile gerçeğe aykırı şekilde 04.06.1972 doğumlu olarak 28.11.1972 tarihinde nüfusa tescil ettirdikleri, ..."a ait kaydın işlem görmediği, ..."in ise 25.10.1987 tarihinde evlenerek başka haneye gittiği anlaşılmaktadır.
Dava, her ne kadar ... ile ..."ın aynı kişiler olduğu iddiasına dayanarak mükerrer kaydın iptali istemine ilişkin ise de ... ve ..."dan olma ... T.C nolu ..."ın usulüne uygun bir evlat edinme işlemi olmaksızın yolsuz olarak nüfusa tescil edildiği anlaşılmakla iş bu kaydının iptal edilerek bu kayıttaki bilgi ve nüfus olaylarının ... T.C. kimlik nolu, ... ve ..."den olma, ..."ın kaydına taşınmasına karar verilmesi gerekirken gerçek kaydın iptaline karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış, hükmün birinci fıkrasının ikinci paragrafının değiştirilerek HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci fıkrasının ikinci paragrafı hükümden çıkartılarak yerine "... ve ..."dan olma ... T.C nolu ..."ın nüfus kaydının iptali ile iş bu kayıttaki nüfus olaylarının ... T.C. kimlik nolu ... ve ..."den olma ..."ın kaydına taşınmasına" ibaresi yazılarak Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollaması ile HMK"nin 304. maddesi (1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası) gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.