
Esas No: 2015/12540
Karar No: 2017/8808
Karar Tarihi: 12.12.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/12540 Esas 2017/8808 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar vekili Kadastro Mahkemesinde açtığı dava ile; 152 ada 25, 26, 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazların murisleri Şerafettin tarafından açılan tescil davası sonucunda adına tescil edildiğini ancak tescil ilamı kesinleşmeden bölgede yapılan kadastro çalışmaları neticesinde anılan parsellerin kadastro tutanaklarının düzenlendiğini ve halen davalı göründüğünü belirterek; taşınmazların davacılar adına tescilini talep etmiş; yargılama sırasında ise 152 ada 25, 26, 27 parsel sayılı taşınmazlarla bir ilgilerinin bulunmadığını bu nedenle anılan taşınmazlar yönüyle açtıkları davadan vazgeçtiklerini bildirmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 152 ada 25, 26 ve 27 numaralı parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların davasından feragat etmiş olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, çekişmeli 152 ada 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, taşınmazın.... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline, 07.11.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen iki katlı betonarme yapının ... "a (B) harfi ile gösterilen üç katlı betonarme yapının ... ve ...."e, (C) ve (D) harfleri ile işaretli olan iki adet samanlığın ....mirasçılarına ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazinenin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda bulunmaktadır. Davacı vekilince keşiften önce verilen 18.11.2013 havale tarihli dilekçe ile taleplerinin 152 ada 28 parsel sayılı taşınmaza yönelik olduğu diğer parsellerle bir ilgilerinin bulunmadığını, bu nedenle diğer parseller hakkındaki davasından vazgeçtiklerini bildirmiş, Mahkemece yapılan taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda aktarılan davanın kapsamının 152 ada 28 parsel sayılı taşınmaz olduğu tespit edilmiştir. Kadastro Mahkemesinin görevi aktarılan davanın kapsamı ile sınırlı olup, kapsam dışında kalan taşınmazlar ancak başkaca davanın konusunu oluşturabilecektir. Diğer yandan, dosyaya getirtilen belgelerden eldeki davanın kapsamı dışında kalan taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda düzenlenen askı ilan cetvelinde başkaca dosyada dava konusu edildiği belirtilerek davalı olarak tespitlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; 152 ada 25, 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazlar hakkında "eldeki davanın kapsamı dışında kalması nedeniyle bu taşınmazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurmak gerekirken işin esasını çözümleyici ve taraflar arasında kesin hüküm doğurmasına yol açacak şekilde feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması isabetsiz ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasında yer alan "davacının davasından feragat etmiş olması sebebiyle" sözlerinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine "aktarılan davanın kapsamı dışında kalması nedeniyle" sözlerinin yazılmak suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 12.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.