20. Hukuk Dairesi 2017/7744 E. , 2017/10287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 20.12.2010 havale tarihli dilekçe ile; müvekkillerinin miras bırakanı olan ... ve ...’ın 1978 yılında Orman Yönetimi aleyhine açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının ... Kadastro Mahkemesinin 2001/13 E. - 2004/3 K. sayılı kararıyla Orman Yönetimi lehine sonuçlandığını, ancak, anılan mahkeme kararında hükme dayanak yapılan fen bilirkişi rapor ve krokisinde ... köyünde bulunan (A), (B), (E), (F), (H), (İ) ve (K) harfleriyle işaretlenen taşınmazların orman tahdidi dışında kaldıkları ve bu yerler hakkında dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönünde karar verildiğini, (A) ve (B) ile işaretlenen taşınmazların kadastro sırasında dava dışı kişiler adlarına tespit edildiğini, (E), (F), (H), (İ) ve (K) harfleriyle işaretlenen taşınmazların müvekkillerine murislerinden intikal ettiğini, tapulu yerleri olduğunu, müvekkillerinin diğer mirasçılar ile birlikte hareket edip, iş bu davayı açmak istediklerini, ancak diğer mirasçılar ile birlik sağlanamadığını belirterek, ... Kadastro Mahkemesinin 2001/13 E. - 2004/3 K. sayılı kararında belirtilen ... Mahallesinde bulunan (E), (F), (H), (İ) ve (K) harfli taşınmazların müvekkilleri adına tescilini ve dava dilekçesinin ekinde yer alan listede adları bulunan diğer mirasçılara davanın ihbar edilmesini istemiştir.Hazine 29.12.2012 tarihli dilekçeyle; davanın reddini ve dava konusu taşınmazların Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı gerçek kişiler vekili ve davalı Hazine vekilli tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/10/2013 gün ve 2013/4683 E. - 8872 K. sayılı kararıyla kısmen onanmış kısmen bozulmuştur. Hükmüne uyulan onama ve bozma kararında özetle: “1)- Davacılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları yönünden; davacılar vekili, dava dilekçesinde ve yargılama aşamalarındaki beyanlarında, uyuşmazlık konusu taşınmazların vekil edenlerin miras bırakanından vekil edenlere kaldığını iddia ederek, mirasçılar arasında birlik sağlanamadığı için davanın diğer mirasçılara ihbarı ile birlikte dava konusu taşınmazların vekil edenleri adına tescilini istediği, dava konusu taşınmazların miras yoluyla intikal ettiği ve davacılar tarafından taksim iddiasında da bulunulmadığına göre, terekenin TMK’nın 701. maddesi gereğince el birliği mülkiyet hükümlerine tâbi olduğu, TMK’nın 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre el birliği mülkiyetinde tasarrufî işlemlerde oy birliğinin arandığı, dava da tasarrufî bir işlem olduğundan, mirasçıların bir kısmının tek başlarına adlarına tescil isteyemeyecekleri, mahkemece toplanan deliller ve dosya içeriğine göre dava konusu taşınmazların, davacı gerçek kişilerin miras bırakanlarından kaldığı ve davacıların taksim iddiası da bulunmadığına göre, işin esasına girilmeden davanın, dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek reddine karar verilmesi nin doğru olmadığı ancak ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan davacılar ... ve arkadaşları vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle usûl ve kanuna uygun olan yerel mahkeme hükmünün yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına karar vermek gerektiği; 2) Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yönünden ise; davalı Hazine vekilinin, 29.12.2012 tarihli dilekçesinde "...davanın reddine ve dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini" istediği, davacıların tescil isteği reddedildiğine göre, koşulları mevcut ise dava konusu taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu” belirtmiştir. Bozma sonrasında Orman Yönetimi 09.01.2015 tarihli dilekçeyle; (H) harfi ile işaretlenen taşınmazın orman sınırları içinde olduğunu, eylemli biçimde orman niteliğinde bulunduğunu belirterek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve Orman Yönetiminin katılma dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları gerekçesiyle davanın reddine, ...ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen rapor ve krokide (E), (F), (H), (İ) ve (K) harfleri ile işaretlenen taşınmazların Orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kayıtlarına dayanılarak Türk Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 05.09.1977 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 06.05.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Hazine, TMK’nın 713/6. maddesi uyarınca tescil isteminde bulunduğu yine Orman Yönetimi davaya harçlı katıldığı ve mahkemece orman yönetiminin duruşmalara katılan davacı sıfatıyla kabulüne karar verildiği halde karar başlığında Orman Yönetiminin dahili davalı olarak gösterilmesi, Hazine ve Orman Yönetiminin davaları hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmayıp, hüküm yerinde davanın reddine denildikten sonra çekişmeli taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline yönünde karar verilmiştir.6100 sayılı HMK"nın 297/1-b fıkrasında gerekçeli kararda tarafların ve davaya katılanların kimliklerinin yazılması, aynı Kanunun 297/1-c maddesinde ise hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı Kanunun 2. fıkrasında ise (1086 s. HUMK"nın 388/son) hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Mahkemece HMK’nın 297. maddesine uygun olarak hüküm kurulmamıştır.Kabule göre de; temyize konu dava 4721 sayılı TMK’nın 713. maddesi uyarınca açılan tescil davası olduğu halde mahkemece, aynı Kanunun 713/4 fıkrası uyarınca gerekli ilanlar yapılmadan, davanın konusu ilan edilmeden, 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... Belediye Başkanlığının davaya katılımları sağlanarak taraf teşkili sağlanmadan, yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafı getirtilip uygulanmadan davanın esası hakkında karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.