12. Ceza Dairesi Esas No: 2020/2762 Karar No: 2021/2372 Karar Tarihi: 09.03.2021
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/2762 Esas 2021/2372 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararında, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine hükmedildiği belirtilmiştir. Bu suç için, TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında belirlenen \"üç aydan iki yıla kadar hapis cezası\" uygulanmaktadır. Ancak, basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalarda ceza dörtte bir oranında indirilmekte ve bu durum ceza hukuku açısından önemli bir karar olmaktadır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geriye yürümez, bu nedenle CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrası uyarınca sanık lehine olan uygulamanın yapılması gerekmektedir. Kararın sonunda, TCK'nın 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilerek, mahkumiyet kararının bozulması ve yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Kanun maddeleri olarak, TCK'nın 179/3-2, 62, 51/3-6-7-8 ve CMK'nın 251. maddesi anılmıştır.
12. Ceza Dairesi 2020/2762 E. , 2021/2372 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Hüküm : TCK"nın 179/3-2, 62, 51/3-6-7-8. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179. maddesinin 2-3. maddesinde düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" suçuna ilişkin olduğu , trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü ""başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü.."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gereklemekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasınına göre; ""mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nn 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle ,sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü yönünden"" yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcsının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 09.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.