23. Hukuk Dairesi 2018/1076 E. , 2020/3959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığından duruşma istemi reddedilerek incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkilinin tüm bilgilerinin 8 yıldır davalı şirkete ait sunucu üzerinde tutulduğunu, 02.11.2014 tarihinde davacı şirkete ait bilgilerin bulunduğu sunucunun çöktüğünü ve depolanan verilere ulaşılamaz hale geldiğini, davalının arızayı 9 gün sonra haber verdiğini, müvekkili şirketin kendi verilerini kurtarmak için davalı şirketi, dava dışı ... Veri Kurtarma Hizmetleri şirketine yönlendirdiğini, veri kurtarma şirketinin bu işi 3.000 $ karşılığında yaptığını, ücretin davacı tarafça ödendiğini, davacı şirketin, 3.800 $ karşılığında 12 terabaytlık bir sunucu ile 1.000 TL karşılığında yeni bir disk almak zorunda kaldığını, veri kurtarma şirketinin kurtarılacak verilerden 11 terabaytlık kısmının davacıya ait olmaması ve davalıya ait olması nedeniyle davacı şirketten bu işlem için davalının onayını almasını istediğini, davalının bu onayı ancak kendilerinin ibra edilmesi ve veri kurtarma işinin yarı ücreti olan 7.500 TL’nin davacı tarafından ödenmesi kaydıyla vereceğini beyan ettiğini, verileri kurtarabilmek için ibranameyi imzalamak zorunda kalındığını ileri sürerek davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 4.800 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve masrafı davalıdan alınarak kararın tirajı en yüksek 5 gazeteden biri veya benzeri vasıtalarla ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, web barındırma ve bilgilerin depolanması hizmetinin davalı tarafından karşılandığı yolundaki davacı iddialarının doğru olmadığını, veri depolama ve yedekleme hizmetinin ayrı bir ücrete tabi olduğunu, davalı tarafından davacıya hiçbir zaman böyle bir hizmet verilmediğini, davalı şirketin 03.01.2014 tarihinden bu yana davacı şirkete VDS (paylaşımlı sunucu) hizmeti verdiğini, bu hizmete yedekleme/bakım/yönetmenin dahil olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen arızanın derhal davacıya bildirildiğini ve kendilerine hemen başka bir sunucu tahsis edildiğini, ancak davacı taraf verilerini yedeklemediğinden web sitesi yayınında gecikme olduğunu, bu konuda kusurlu tarafın davacı olduğunu, verilerini yedeklemeyen davacı tarafın kusurlu olduğundan veri kurtarma işleminin uzamasından kaynaklanacak zararların davalıdan talep edilmesinin haklı olmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, davacı tarafın verilerin kurtarılması safhasında üçüncü kişiden aldığını ileri sürdüğü yeni sunucu ve disk ücretini davalıdan talep etmesinin haklı olmadığını, sadece müşteri memnuniyeti amacıyla davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığını ve ibra edildiğini, davacının bir kurgu dahilinde ibranameden bir gün önce davalıya ihtarname göndererek ibranameyi müzayaka altında imzalayacağını bildirdiğini ancak bu ihtarın davalıya ulaşmadan ibranamenin imzalandığını, davacı tarafın müzayaka altında olduğu iddiasının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; her iki tarafın taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme sunmadığı, bununla birlikte davalı tarafça sunulan ve imzası ikrar edilen 30.01.2015 tarihli ibraname başlıklı belgede davalının davacıya sanal sunucu hizmeti verdiği, yedekleme hizmeti vermediği, davalı tarafın davacı şirkete ait verileri saklama, depolama, yedekleme hizmetini yüklendiğini ispat yükünün davacıda olduğu, davalının bu iddiaları kabul etmediği ve taraflar arasındaki sözleşmenin veri depolama ve yedeklemeyi kapsamadığını beyan ettiği, bunun sonucu olarak davalının davacıya ait verileri saklama, yedekleme yükümlüğünün bulunduğu iddiasının ispatlanamadığı, davacıya ait verilerin kurtarılması sırasında davalının onayı olmadan verilerin davacıya verilmemesi hususunun davacı ile veri kurtarma şirketi (üçüncü kişi) arasındaki bir sorun olduğu, veri kurtarma şirketinin davalı ... Ltd. Şti.’ne ait verileri ... Tarım A.Ş.’ne vermemesinin olması gereken bir davranış olmakla birlikte bizzat ... Tarım A.Ş.’ne ait verileri ... Tarım A.Ş.’ne vermek için ... Ltd. Şti.’nin onayını istemesinin sorumluluğunun davalıya yüklenemeyeceği, davacı tarafın verilerini saklarken, yedeklerken, veri kurtarma işini yaptırırken basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiği, davacı taraf bir an önce verilerine ulaşmanın ihtiyacı ve zorlaması altında ibra belgesini imzalamak zorunda kaldığını ileri sürerek belge ile bağlı tutulmamasını talep etmekle birlikte verilerini depolamama, yedeklememesinin sorumluluğunun davalıya ait olmadığı gibi verilerinin teslim edilmemesi davacıdan değil veri kurtarma şirketinin tutumundan kaynaklandığı, davacının verilerinin yedeklenmesi yükümlüğünün davalıda olmadığından buna aykırı olmayan ibra belgesinin müzayaka hali nedeniyle imzalandığının ileri sürülmesinin haklı görülmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesinin 25.01.2018 tarihli ve 2017/1200 Esas, 2018/165 Karar sayılı kararı ile esastan reddedilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01.12.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.