Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2397
Karar No: 2018/11589
Karar Tarihi: 03.12.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2397 Esas 2018/11589 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/2397 E.  ,  2018/11589 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    - K A R A R -


    Davacı vekili, ... Beldesi içerisinde davalı ... sevk ve idaresindeki ticari aracın müvekkili ...’a çarpması neticesinde müvekkilinin %24 oranında kalıcı maluliyete uğradığını, meydana gelen olayda davalı ..."ın tam kusurlu olduğunu diğer davalının ise ruhsat sahibi olması sebebiyle kusurdan dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili ve davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 7.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ile davalı
    ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır.
    Bunlar; 1) Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (madde 118,126-136 ) 2) Ön inceleme, (madde 137-142) 3) Tahkikat, (madde 143-293) 4) Sözlü Yargılama (madde 184-186) ve 5) Hükümdür (madde 294.)
    Mahkemece, dilekçelerin (dava–cevap-cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri) karşılıklı verilmesinden sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirilir. Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği ayrıca ihtar edilir (madde 139). Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler, daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder (HMK 140/1. madde). Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder, bu teşvik özellikle yasak savma ya da kanuni gerekliliğin yerine getirilmesi amacıyla değil, sonuca odaklanmak suretiyle gerçekten tarafların uyuşmazlığı bitirmeleri yönünde teşvik edecek şekilde yapılarak bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder (HMK 140/2 madde). Bu yönde bir kanaat edinmediği takdirde, ön incelemeye devam ederek ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları,sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür (madde 140/3). Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin
    getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (madde 140/5). Özellikle dikkat edilmesi gereken nokta; ön inceleme duruşması tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği hususudur (madde 137/2).
    Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def"ileri inceleyerek karara bağlar (madde 142/1). Mahkemece ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK madde 138-142). Mahkemece ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması ya da hak düşürücü süre nedenlerinin gerçekleşmesi gerekir. Bir başka deyişle ön inceleme duruşmasında verilecek kararlar usule ilişkin kararlar ile sınırlı olup, davanın esası hakkında (feragat, sulh, kabul gibi davayı sona erdiren taraf işlemleri hariç) karar verilemez. Bu hususlar dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilir. Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir.
    Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir (madde 186).
    Somut olayda mahkemece 26.05.2015 tarihli tensip tutanağının 7. bendinde “tarafların dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmaları için HMK mad. 140/5 gereğince ön inceleme aşamasında bir defaya mahsus iki haftalık kesin süre verileceğinin ve bu süre içinde eksiklik tamamlanmazsa bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının
    taraflara ihtarına” denilmiş, 07.07.2015 tarihli ara karar evrakı ile öninceleme aşamasına geçilmesine, öninceleme duruşmasının 16.09.2015 tarihine bırakılmasına, HMK nun 139. maddesi gereğice ön inceleme duruşma gün ve saati ile tutanak örneğinin davacı ve davalı tarafa tebliğe çıkartılmasına karar verilmiş ancak ara kararın gereği yerine getirilmemiş, taraflara öninceleme duruşma gününü bildirir davetiyeler tebliğ edilmiş ise de 16.09.2015 tarihli öninceleme duruşmasına sadece davacı vekili ve davalı ... vekili katılmış ve bu celsede mahkemece duruşmaya son verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, ön inceleme duruşması usulsuz şekilde tamamlanıp davanın esası hakkında hüküm kurulması Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır (HMK madde 27). Davalıların savunma hakkı kısıtlanarak, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Kabule göre de;
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Dosya kapsamından, davacı vekilince, davacı için 25.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği, mahkemece 7.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
    Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda olayın meydana geliş şekli, davacının maluliyet oranı dikkate alındığında davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş, mahkeme hükmünün davacı lehine bozulması gerekmiştir.
    3-Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... vekili ve davalı ...’in sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’in, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’in sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmdığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi