20. Ceza Dairesi Esas No: 2019/4477 Karar No: 2020/691 Karar Tarihi: 21.01.2020
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/4477 Esas 2020/691 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kocaeli Çocuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak mahkemece yapılan değerlendirmelerin yanlış olduğu ve savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkeme, sanık hakkında uygulanmış olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirini de göz önüne almadan hüküm kurulduğunu, dosya incelenirken UYAP çıktılarının yeterince kullanılmadığını ve savunma hakkının kısıtlandığını belirtmiştir. Bu nedenle, karar bozulmuş ve yeniden ele alınması istenmiştir. Kanun maddeleri olarak, dosyanın incelenirken 5560 Sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ve TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi ile 5. fıkrası belirtilmiştir.
20. Ceza Dairesi 2019/4477 E. , 2020/691 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : KOCAELİ Çocuk Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 1-) Her ne kadar mahkemece, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinde ceza süreleri yönünden lehe aleyhe değerlendirilmesi yapılmış ise de; suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı uygulanıp karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun’un tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması, 2-) Sanık hakkında suç tarihinde ve öncesinde hakkında uyuşturucu madde kullanma suçundan verilmiş tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin bir karar bulunup bulunmadığı UYAP ekranından sorgulanmış ve suç tarihi itibariyle tedavi ve denetimli serbestlik dosyası bulunmadığı belirtilmiş ise de; hukuki denetime olanak verecek şekilde UYAP çıktılarının dosyaya konulmadığı ayrıca gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığı ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden tüm tedavi ve denetim dosyaları sorulup; evrakın dosya arasına konularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması, 3-) Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır " hükmü gereğince sanığın 18.02.2014 tarihinde Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ederek tedavi ve denetime başladığı ancak 12.05.2014 tarihli hastane randevusuna katılmadığı ve 03.06.2014 tarihli uyarı yazısının 01.07.2014 tarihinde kendisine tebliğ edildiği, 02.07.2014 tarihinde müdürlüğe; 09.07.2014 tarihinde ise hastaneye müracaat eden sanığın 17.07.2014 tarihinde hastaneye randevusuna gitmemesi üzerine 03.06.2014 tarihli uyarı yazısının hatalı olarak bir kez de velisine tebliğe karar verildiği ve 24.09.2014 tarihinde velisi ... adına çıkarılan tebligatın sanığın mernis adresindeki muhtarlığa tebliğ edildiği ve sanığın “12.05.2014 tarihli randevuya gelmemesi nedeniyle uyarılarak 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulmasına karşın sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması” gerekçesiyle dosyasının kapatıldığı görülmüş ise de; sanığın 17.07.2014 tarihli randevu ihlali nedeniyle uyarılmaması ve bu suretle karışıklığa neden olunması ve netice olarak sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi, 4-) TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden; duruşma için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ve sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, 21/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.