Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.06.2009 tarih ve 2009/2120 D. iş esas, 2009/2120 karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile  11.06.2009 tarihinde icra takibine başlandığı ve aynı gün anılan ihtiyati haciz kararına dayanılarak  hacizler uygulandığı görülmüştür.
Alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda 11.06.2009 tarihinde icra müdürlüğünce   takibin kesinleştiği gerekçesi ile haciz kararı verildiği, bu kararın borçlu vekilince şikayet konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar takibin kesinleştiğine ilişkin olarak yapılan değerlendirme icra takip dosyası içeriğine uygun değil ise de, geçerli bir ihtiyati haciz kararının bulunması karşısında verilen haciz kararında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İcra müdürlüğünün takibin kesinleştiğine yönelik belirlemesi ise herhangi bir sonuç doğurmayacağından, haciz kararının iptalini gerektirmez.
Öte yandan, ihtiyati haciz kararında belirlenen borç miktarını aşar şekilde haciz yapılması halinde borçlunun bu hususu şikayet konusu yapabileceği tabi olup, anılan memurluk kararı doğrultusunda, borçlu adresinde 11.06.2009 tarihinde yapılan haciz sırasında haczi kabil mal bulunamaması nedeniyle herhangi bir haciz işlemi yapılamamış olması gözetildiğinde, borçlunun şikayette hukuki yararının da bulunmadığı kabul edilmelidir.
O halde, mahkemece, şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.  
SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.