17. Hukuk Dairesi 2016/2545 E. , 2018/11584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davacının kullanmakta olduğu ... plaka sayılı motosiklet ile 24/07/2006 günü seyir halinde iken davalı ..."a ait, ..."un kullandığı diğer davalı şirketin sigortalısı... plaka sayılı aracın karşı yönden yolu direkt olarak dikkatsizce geçmek üzere yolunu kapatması ile ona çarparak olayda ağır bir şekilde yaralandığını, olayın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davacının geçirdiği kaza sebebi ile kalçasından ağır şekilde yaralandığını, bütün tedavilere rağmen vücut fonksiyonlarını %33 oranında kaybettiğini, kazadan dolayı uzun süre ayakta kalmayı icap ettiren işlerde çalışamayacağı gibi, sakatlığının ömür boyu devam edeceğini, davacının kaza tarihinde 600,00 TL maaşla çalışan genç bir insan olduğunu, kazadan sonra uzun süre hastanede ve evinde yatmak zorunda kaldığını, işinden çıkarıldığını, bütün bunların getirdiği psikolojik rahatsızlığının devam ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi, 45.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; ... plaka sayılı aracın şirketleri nezdinde ... numaralı trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına limitinin 57.500,00 TL olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, sigortalıları araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanamaması halinde müvekkili şirketin de sorumluluğu bulunmayacağını, davacının herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının ve bu kurum tarafından hak sahiplerine yapılan ödeme bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Adem ve ... vekili; müvekkili sürücü ..."un iddia edildiği gibi tam kusurlu olmadığını, davacının trafik kazası tespit tutanağına göre ehliyetinin bulunmadığının anlaşıldığını, ayrıca kaza esnasında kask takmadığını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerleşik Yargıtay içtihatlarında da benimsendiği üzere zenginleşme aracı olamayacağını, davacının sigortalı işçi olması ve aracın sigortalı olması hususları gözönüne alınarak indirime gitmek suretiyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 31.950,00 TL maddi tazminatın davalı ... şirketi için 29/12/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar ... ve ... için ise 24/07/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 24/07/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar ... ve ..."tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar Adem ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-1982 T.C. Anayasa"sının 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 27.maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Yine HMK"nın 280. maddesi hükmüne göre "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir." Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup
değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür. Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan 15.06.2015 tarihli ATK 3. İhtisas Kurulu raporu ile aktüer bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmeden, rapora itiraz etme veya beyanda bulunma hakkı verilmeden Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak davalı aleyhine hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Dosyada farklı tarihlere ait raporlar bulunmaktadır. Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’nin 07.11.2006 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre davacının, post travmatik stres bozukluğu, sol tibia kırık sekeli nedeni ile vücut fonksiyon kayıp oranı %33,Düzce Atatürk Devlet Hastanesinin 14.08.2008 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre davacının vücut fonksiyon kayıp oranı %34,(travma sonrası stres bozukluğu, sol tibia kırık sekeline bağlı ayak bileğinde artroz, kısıtlılık), ... Atatürk Devlet Hastanesi 11.03.2010 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre post travmatik stres bozukluğu, sol ayak bileğinde ağrı ve kısıtlılık nedeni ile davacının vücut fonksiyon kayıp oranı %27 olarak belirlenmiştir. 07.03.2012 tarihli ATK 3. İhtisas Kurulu raporuna göre Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak, davacının yaşına göre %7.2 (yüzdeyedinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 24.07.2006 tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 (yüzdeyüz) oranında malul sayılması gerektiği, 15.06.2015 tarihli ATK 3. İhtisas Kurulu raporuna göre de, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre, davacının E cetveline göre %16.2 (yüzdeonaltınoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 24/07/2006 tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Dosyadaki raporlar arasında açıkça ve büyük oranda bir çelişki bulunmaktadır. Yapılacak iş, Adli Tıp Genel Kurulundan olay tarihinde
yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınara kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı vekili ile davalılar Adem ve ... vekilinin buna ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davacı vekili ile davalılar Adem ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekili ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.