Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6747 Esas 2016/1622 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6747
Karar No: 2016/1622
Karar Tarihi: 25.02.2016

Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6747 Esas 2016/1622 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın başkasına ait yakalama kararı olan kimliği kullanması suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak, kimliği kullanılan kişi hakkında bir soruşturma veya kovuşturma yapılmamış olduğu, gerçeğe aykırı olarak düzenlenmiş herhangi bir belge bulunmadığı anlaşıldığından, suç vasfında yanılgıya düşülerek karar verilmiştir. Bu nedenle, sanığın eylemi 5320 sayılı Kanunun 15/3. maddesi delaleti ile \"Kimliği Bildirmeme\" kabahatini oluşturmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK 268/1, 267/1, 269/1, 62 ve 53.
16. Ceza Dairesi         2015/6747 E.  ,  2016/1622 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
    Hüküm : TCK"nın 268/1, 267/1, 269/1, 62, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 02.12.2014 gün ve 2013/9-618 Esas, 2014/532 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; hakkında yakalama kararı bulunan sanığın, alınan ihbar sonucunda adresine gelen kolluk görevlilerine, aranan kişi olmadığını söyleyerek mağdur adına düzenlenmiş, üzerinde kendi fotoğrafı olan fakat aldatma kabiliyetini haiz bulunmayan sahte kimlik belgesini ibraz ettiği, kolluk görevlilerince sanığın eşgal bilgilerinde verilen kolundaki dövmenin görülmesi üzerine sanığın bu beyanına itibar edilmeyerek ibraz ettiği sahte kimlik belgesine el konulup yakalanarak karakola götürüldüğü, yakalama tutanağının gerçek isme göre düzenlendiği, dosya içerisinde sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isim esas alınarak düzenlenmiş herhangi bir belge bulunmadığı anlaşılan olayda; sanığın, başkasına ait kimliği, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil, adına çıkarılan yakalama kararının infazını engellemek amacıyla kullanması, kimliği kullanılan kişi hakkında bir soruşturma ve kovuşturma yapılmamış olması hususları gözönüne alındığında, iftiranın özel bir şekli olan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun, kamu görevlisi tarafından sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenmiş herhangi bir belgenin bulunmadığı gözetildiğinde ise resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarının oluşmayacağı, ancak sahte resmi belgenin aldatma kabiliyetinin bulunmaması nedeni ile resmi belgede sahtecilik suçundan beraat kararı verildiği de nazara alındığında sanığın eyleminin 5320 sayılı Kanunun 15/3. maddesi delaleti ile 40. maddesinde düzenlenen "Kimliği Bildirmeme" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.