20. Hukuk Dairesi 2016/5150 E. , 2017/10272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi davalı ... ... ... Kurumu Genel Müdürlüğü ve dahili davalı Hazine vekillerince tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili, 15.12.2009 havale tarihli dilekçesiyle, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/9 - 129 sayılı acele elkoyma kararı ile 974 parsel sayılı taşınmazın davalı idare adına tapuya tesciline karar verildiğini, ancak; davaya konu taşınmazın 1965 yılında tapulama mahkemesinin kararı ile orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle kadastro tesbit harici bırakıldığını iddia ederek, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/9 - 129 sayılı, taşınmazın davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen kararının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Orman Yönetimi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, kamulaştırma kararının iptali davasında idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekilinin temyizi üzerine Dairenin 19.11.2012 gün ve 2012/5974-2012/1297 E. K sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında "Mahkemenin benimsediği şekilde uyuşmazlığın kamulaştırma kararının iptali istemine ilişkin olduğu yönündeki kabule katılma olanağı yoktur. Somut davanın, Türkiye ... Kurumu’nun (Türkiye ... ... Kurumu) 06.10.1972 tarih ve 1092/492 sayılı kararı ile ... ... Kaynaklar Bakanlığının bu kararı 29.05.1973 tarihinde onaylamasıyla alınan kamulaştırma kararının iptali istemiyle açılmadığı kuşkusuzdur. Ancak davacı ... Yönetimi vekili 15.12.2009 havale tarihli dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın davalı idare adına tapuya tesciline dair verilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının iptalini istemiştir. Bilindiği üzere, kesinleşmiş bir mahkeme kararının iptali, kısmen veya tamamen değiştirilmesi ancak yargılamanın yenilenmesi yolu ile mümkün olabilir. Ancak dava dilekçesinin bütününden talebin yargılamanın yenilenmesi olmadığı, dava ve talebin esasında taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ilişkin olduğu ancak vekil tarafından hatalı olarak mahkeme kararının iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, dava dilekçesindeki beyana değer verilerek, davanın mahkeme kararının iptali dolaysıyla yargılamanın yenilenmesi talebi olduğu kabul edildiği takdirde de, dava adli yargının görevi içindedir. Ayrıca somut davanın idari bir tasarrufa karşı açılmadığı da tartışmasızdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/1-ğ maddesine göre, açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardan olduğu, 119/2. maddesine göre ise, dava dilekçesinde talep sonucunun açık olmaması halinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği ve bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Mahkemece, belirtilen yasal düzenleme uyarınca gerektiğinde davacı Orman Yönetimi vekiline talep sonucunun açıklattırılması, taşınmazın tapu kaydı getirtilip, tarafların sunacakları deliller toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanlış hukuki nitelendirme ile davanın kamulaştırma kararının iptaline yönelik olduğu yönündeki kabule dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırıdır. " hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu: davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile dava konusu ... ili, ... ilçesi ... mahallesi 974 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişileri tarafından hazırlanmış 16/04/2015 havale tarihli raporda yer alan krokide (D) harfi ile işaretli 538,83 m²"lik kısmın orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi, davalı Türkiye ... Kurumu Genel Müdürlüğü ve Dahili davalı Hazine vekillerince temyiz edimiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 25.08.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması evvelce yapılmış ormanlardan mahkeme kararları uyarınca orman olan yerlerin orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece 25.08.1992 tarihinde tamamlanan orman kadastrosu çalışmaları ile dava konusu taşınmazın 2/B kapsamına alınarak orman sınırı dışında bırakıldığı, 2/B uygulamasına ... Yönetimince süresinde itiraz edilmediğinden kesinleştiği, ancak taşınmazın bir kısmının fiilen orman olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de yapılaninceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; orman bilirkişi tarafından yörede yapılan tahdit çalışmalarına göre taşınmazın durumu değerlendirilmemiş, dosyada kısmen yer alan tahdit tutanaklarında, mahkeme kararlarının uygulandığı parsellerin orman sınırları içinde alındığını belirtilen listede dava konusu taşınmaza da yer verildiği görülmüştür. Bu haliyle alınan bilirkişi raporu taşınmazın kesinleşen orman tahdidi ve 2/B çalışmasındaki durumunu belirlemeye yeterli olmadığı gibi, mahkemenin gerekçesi de dosya kapsamına ugun değildir.
Yine orman bilirkişi tarafından 1953 tarihli memleket haritası üzerinde yapılan incelemede çekişmeli taşınmazın ... ... ... rumuzlu açık alanda kaldığı, 1984 tarihli memleket haritasında ise ... ... ... rumuzlu yeşil alanda kaldığı olduğu açıklanmış, eğimi ise klizemetre ile ölçülerek tespit edilmiştir. Oysa taşınmaz üzerinde yol çalışması yapıldığı, bir kısmının zeminde yol olarak kullanıldığı, bir kısmında yine kazı çalışması yapıldığı bir kısmında ise toprak yığını bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmazın gerçek eğiminin memleket haritalarındaki münhanilerden yararlanılarak belirlenmesi ve taşınmazın vasfının gerçek eğim durumuna göre tespiti gerekirken aksi düşünce ile taşınmazın eğiminin mevcut durumuna göre belirlenmesi doğru değildir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle yörede 1992 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmişse, işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki keşiflerde yer almayan, halen ... ... Bakanlığı (...... ... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, öncelikle kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir. Yörede kesinleşmiş tahdit yoksa, memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, ... Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, memleket haritaları üzerindeki münhanilerden yararlanılarak taşınmazın gerçek eğimi belirlenmeli, taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ve dayanak belgeleri getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde nitelendirdikleri ve taşınmazın eylemli durumu da belirlenerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Ayrıca tapu iptal ve tescil davaları tapu maliki ve tapu kaydı üzerinde ayni veya şahsi hakka sahip kişilere karşı açılması gereken davalar olup, çekişmeli taşınmazın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/9 E-1973/129 K sayılı kesinleşen kararıyla davalı kurum adına tapuya tescil edildiğine göre, Hazinenin davada taraf sıfatı bulunmamaktadır.Bu durumda Hazine yönünden davanın husumetten reddine karar verilmemiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan gerekçelerle davacı ... Yönetimi, davalı Türkiye ... Genel Müdürlüğü, dahili davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.