20. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/8899 Karar No: 2017/10271 Karar Tarihi: 07.12.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8899 Esas 2017/10271 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2017/8899 E. , 2017/10271 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Kadastro Mahkemesine sunduğu 07/04/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle ... ili, ...ilçesi, ... köyü,..."in tarlası ve ... mevkisinde bulunan taşınmazlarının, davalı idare adına tespit edildiğini, taşınmazların orman ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığını, dava konusu taşınmazların ölü babasından intikalen kendisine geldiğini ve 30-35 yıldır da kendisinin kullandığını, taşınmazlar içerisinde 43-45 yaşlarında ağaçların bulunduğunu belirterek tespitin iptali ile dava konusu taşınmazların adına tescilini talep etmiştir.Kadastro Mahkemesince taşınmazlar hakkında davacının dava konusu taşınmazların bulunduğu ... Köyünde yapılan kadastro çalışmalarının ilan edildiği 12/8/2011-12/09/2011 tarihleri arasında 30 günlük askı ilanı süresi içinde dava açmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.Asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış ve 12.08.2011 - 12.09.2011 tarihleri arasında ilân edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Mahkemece yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazların 101 ada 1 orman parseli içinde kaldığı, 101 ada 1 parselin ise Kadastro Mahkemesinin 2011/99 E sayılı dosyasında davalı olduğu anlaşılmıştır. Kadastro Mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının düzenlendiği tarihden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için sözkonusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer ancak, davanın varlığı tutanağın kesinleşmesini önleyecektir. Taşınmazın kadastro tutanağı, dava tarihinde kesinleşmemiş olduğuna göre, görevli mahkeme, genel mahkeme olmayıp kadastro mahkemesidir. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir.Belirlenen bu duruma göre mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/12/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.