Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/18863 Esas 2017/8780 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18863
Karar No: 2017/8780
Karar Tarihi: 11.12.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/18863 Esas 2017/8780 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/18863 E.  ,  2017/8780 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Dava konusu 13 ada 9 parsel sayılı taşınmaz 1939 yılında yapılan tesis kadastro çalışmaları neticesinde, beyanlar hanesine "5198 metrekare senet fazlası Hazineye aittir", şerhi düşülmek suretiyle dava dışı Hüseyin Bakır adına susuz tarla vasfıyla tespit edilmiştir. Uygulama Kadastrosu sırasında...Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davalı ... adına kayıtlı bulunan eski 13 ada 9 parsel sayılı 9.793,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 113 ada 9 parsel numarasıyla ve 1.042,70 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli 13 ada 9 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün uygulama kadastrosu çalışmaları sonucunda artması nedeni ile bu farkın ya ayrı bir parsel numarası verilerek Hazine adına tesciline, ya da beyanlar hanesindeki ibarenin "5.447,70 metrekare miktar fazlasının Hazineye aittir", şeklinde değiştirilmesine karar verilmesi istemi ile Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Kadastro Mahkemesinde iddianın mülkiyete dair olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi gereğince on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine dair hüküm kurulmuşsa da, verilen karar dosya kapsamına ve yasaya uygun düşmemektedir. Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde; "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." denmektedir. Davacı Hazine, çekişmeli 113 ada 9 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün uygulama kadastrosu çalışmaları sonucunda artması nedeniyle, miktar fazlası olan kısmın ayrı bir parsel numarası verilerek Hazine adına tescili, ya da beyanlar hanesindeki ibarenin "5.447,70 metrekare miktar fazlası Hazineye aittir", şeklinde değiştirilmesi istemiyle dava açmıştır. Dolayısıyla dava, kadastro öncesi nedene dayalı olmayıp, aksine kadastro tutanağı ile Hazine lehine belirtilmiş olan hakkının ifraz edilerek adına tescili isteğine ilişkin olduğuna göre, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanmamaktadır. Bu nedenle, Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre bu davada uygulanamaz. Mahkemece bu hususun göz ardı edilerek yanlış değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.