Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13455
Karar No: 2018/11567
Karar Tarihi: 03.12.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/13455 Esas 2018/11567 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/13455 E.  ,  2018/11567 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 27.11.2018 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı ... LPG Sanayi Ticaret A.Ş."ye kredi kullandırdığını, kredi sözleşmelerine davalılardan ... ile dava dışı Birleşik Petrol Anonim Şirketi ve ..." nin müşterek borçlu-müteselsil kefil olduklarını, kredilerin geri ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine ...İcra Müdürlüğünün 2011/17670 sayılı dosyasında takibe geçildiğini, takip dosyalarında borçluların müvekkili bankanın alacağına yetecek miktarda haczi kabil mal varlığı bulanamadığını, davalı ..."nin müvekkili banka ile kredi ilişkisi devam ederken, maliki olduğu ... ada, 76 parsel 685,00m² tarlayı ... tarih ve ... yevmiye numara ile 50.000,00 TL bedelle, ... 416,30 m² nin 30/70 arsa paylı 1. kat 1.nolu daireyi 15/07/2011 tarih ve ... yevmiye numara ile 69.000,00 TL bedelle davalı ... "e devrettiğini, davalılar arasında yapılan bu tasarrufların alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, belirterek söz konusu tasarrufların İİK."nun 280/1 maddesi gereğince iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacının aciz vesikası almadan dava açtığını, müvekkilinin taşınmazları satın alan ... ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, her iki taşınmazın da piyasa rayiç fiyatları üzerinden satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...; davaya konu arsa ile evi davalı ..."den 15/07/2011 tarihinde, 119.000,00 TL bedelle satın aldığını, satış bedelini 2 taksit halinde ödediğini, davalı ..."yi çok önceden tanıdığını, fakat kendisinin İstanbul"da bulunduğunu, bankaya olan borçlarından haberinin olmadığını, aralarında hukuki ve ticari ilişki bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile, ... ve 76 Parsel numaralı taşınmazlarla ilgili 15/07/2011 tarih ve 7398 yevmiye numaralı satış işleminin, İİK"nun 280/1 maddesi gereğince, ... İcra Müdürlüğünün... Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptal edilerek davacı bankaya söz konusu taşınmazlar üzerinde haciz ve cebri satış yetkisi verilmesine,karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir.
    Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık"nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Mahkemece dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerleri arasında misli fark bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3.kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığı değerlendirilmelidir. Somut olayda dava konusu taşınmazlardan 76 nolu parsel 15/07/2011 tarihinde 50.000,00 TL bedelle, 4 nolu parsel ise yine 15/07/2011 tarihinde 69.000,00 TL bedelle tapuda satılmış; bilirkişi tarafından 76 nolu parsel için 118.970,00 TL, 4 nolu parsel için 100.096 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Bu haliyle 4 nolu parsel için misli fark oluşmamış, 76 nolu parsel yönünden ise; Davalı 3.kişi Mehmet tapudaki bedel dışında 19/07/2011 tarihinde 47.000,00 TL, 22/07/2011 tarihinde ise 72.000,00 TL davalı borçlunun hesabına havale yaptığını belirterek bu konuda dekont örneklerini sunmuştur. Dairemiz uygulamasına göre bankadan havale edilen paranın borçluya ödenen para olduğu kabul edilerek bu durumda
    bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Ancak mahkemece bunun dışında; İİK"nun 280. Maddesinde belirtilen satıcının mali durumunu ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğini bilebilecek durumda olduğundan bahisle de davanın kabul edildiği belirtilmiş olup, her ne kadar davalı borçlu ile davalı ... nüfusuna kayıtlı olsalar da, davalı 3.kişi ... ’da ikamet etmekteyken, davalı borçlunun İstanbul’da ikamet ettiği dosya kapsamından anlaşıldığına göre; davalı 3.kişinin davalı borçlunun mali durumunu nasıl bileceği konusunda mahkemece değerlendirme yapılmadan ve gerekçesi tartışılmadan karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 03/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi